31 Mart 2011

AĞRI DAĞI- ‘GERÇEK SOLO!’ KIŞIN KLASİK ROTA, 2011

agri-solo-2011-1.JPGagri-solo-2011-2.JPGagri-solo-2011-3.JPGimg_0117.JPGagri-solo-2011-4.JPGagri-solo-2011-5.JPGagri-solo-2011-6.JPGagri-solo-2011-7.JPG

Geçen hafta, 25-29 mart 2011 tarihleri arasında Ağrı Dağı’na solo bir tırmanış gerçekleştirdim. Toplam 3 gün süren tırmanış, dağda hiç kimsenin olmaması nedeniyle ‘gerçek bir solo’ şeklinde tezahür etti. Mükemmel bir havada, çok iyi kar koşullarında, 5165 metrelik zirveye 28 mart sabahı ulaştım.

Ağrı Dağı’na, 3 nisan’da  başlayacak olan, dünyanın en yüksek 3. doruğu, 8586 metrelik  Kanchenjunga dağı tırmanışı öncesinde yükseğe uyum amacıyla gittim. Çok kısa sürede karar vererek giriştiğim  tırmanış için Van üzerinden Doğubayazıt’a ulaştım ve beni deli olarak tanımladıkları her hallerinden anlaşılan jandarma’dan tırmanış izinlerimi aldım.  Daha sonra, eski dostumuz Ecevit beni minibüsü ile Ağrı Dağı’nın güney tarafında, 2000 metredeki Eli Köyünün altına bıraktı. Yaklaşık 20 kilo kadar  ağırlıktaki çantamda, çadır, yiyecek, yakıt, ocak ve soğuk iklim giysilerim ile kazma- kramponum dahil  herşeyim vardı. Günlerden 26 marttı, yani kış döneminin bittiği zamandı, ama dağ soğuk ve derin karlı kış halindeydi.  Resmi tarihe bakıp yaz diye gitmek olmazdı:-)

İlk gün 3 saat yürüyüşle 1. kampa, 3200 metreye çıktım. Soğuk ve rüzgarlı bir geceden sonra ertesi sabah toplandım ve 3 saat kadar çıkışla 4200 metredeki 2. kampa çadırımı kurup dinlenmeye çekildim. Adeta derin dondurucu kadar soğuk, -30 derecelere varan  geceyi tek kat gore-tex çadırımda geçirdim ve ertesi sabah acele etmeden, havanın ısınıp  rüzgarın azalmasını bekledim. Saat 9 gibi  aradığım  koşullar oluşmuştu; mükemmel hava, az rüzgar ve sert kar!  Kramponlar takılı olarak 3 saatlik tırmanışla  İnönü zirvesi üzerinden, şahane koşullarda, saat 12 gibi, Ağrı’nın  5165 metrelik zirvesine tek başıma vardım. Ağrı’nın bana geç kalmış doğum günü hediyesi, mükemmel manzaralı ve bol rüzgarlı  zirvesi oldu.  Aynı gün 1 saatte 2. kampa inip toplandım ve 2 saat içinde de Eli köyüne, 2000 metreye inmiş ve Ecevitle buluşmuştum bile… Ertesi gün öğlen tekrar İstanbul’daydım.

Dağda olmanın zevkini  yaşatan, gerçek bir solo olmuştu bu; havanın ve kar durumunun güzelliği de buna katkıda bulundu, olayın her anının tadını çıkarttım. Ağrı teknik bir dağ değil, kramponlarla bir yürüyüşten ibaret ama mukavemet açısından  iyi bir çıkış, rota oldukça uzun. İnönü zirvesinden platoya geçiş rahattı (nedense son yıllarda hep böyle) ve tüm rota batmayan sert kar ile örtülüydü. Şimdi sırada ‘karların beş hazine evi’, 8586 metrelik Kanchenjunga doruğu var.

Bu tırmanışta beni dağa getirip götüren, herşeyde yardımcı olan kardeşim Ecevit’e derin teşekkürler!

MOUNT ARARAT – ‘REAL SOLO!’

This week i soloed Mt Ararat in eastern Turkey, a volcano  5165 m high. My real aim was to acclimatise for the upcoming  Kanchenjunga climb in Nepal, and it took me 3 days to summit, all alone on the great mountain- not in ‘official winter’ but winter literally. Flying to Van, i took  a bus  to the border town of Dogubayazit and first day, trekked up to C1, 3200 m. Second day was a short jaunt up to c2 at 4200 m, and the weather was generally superb, with good snow cover. Summit day took me 3 hours on the classical route, basically a trek with crampons on, albeit quite cold and windy. 

All said, it was really good to be alone, completely alone in such a great mountain.

Bu yazı yorumlara kapalı.