31 Ekim 2007

Aladağlar- Çataktepe Kuzeybatı Yüzü/ Sırtı İlk Tırmanışı, 1999

Aladağlar’da, Demirkazık Dağı’nın kuzeybatı omzu üzerindeki belirgin kaya kulelerinden birisidir Çataktepe. Bu isim, 1989 Ağrı Dağı Kış tırmanışı sırasında hayatını yitiren ve Türk tırmanış tarihinde önemli bir yer tutan Recep Çatak’ın anısına bu zirveye verilmiştir. Demirkazık batı rotasından yaklaşılıp güney sırtı çıkılırsa Çataktepe kısa bir tırmanıştır (bu güney sırtı rotası zirvenin bilinen ilk tırmanış rotasıdır ve Ertuğrul Melikoğlu, Ataç Besi ve Melih Eken tarafından 1990 yılında çıkılmıştır), ama doğu ve kuzeybatı yüzleri dik ve görece uzun alpin kaya rotalarıdır. Kışın Arpalık yaylasına çıkarken çekilmiş bu eski resimde Çataktepe’nin batıya bakan yüzleri görülmektedir – resim dağın Demirkazık batı rotasına göre konumunu verebilmek açısından faydalıdır. Bizim 24 nisan 1999 tarihinde tırmandığımız yeni rota, dağın en soldaki (gölgede kalan) içbükey kuzeybatı yüzünü omza kadar çıkıp, kuzey sırtından zirveye ulaşıyor. Daha sonra, 2007 yılının kışında bu zirvenin  rotanın ilk kış tırmanışı da yapabildik…

Rotanın Arpalık yaylası yolundan görünümü. Arpalık yaylasından zirveye olan toplam irtifa 1150 metre kadardır. Yayladan dağın kuzeybatı yüzüne bakılınca birçok kaya kuleleri ve bir kar kulvar sistemi görülür. Bu kulvarlar ve kısa mix etaplar tırmanılarak Çataktepe kuzey omzuna kadar çıkılıyor.

Demirkazık kuzeybatı sırtı tırmanışında çektiğim bu resmin arka planında Çataktepe’nin kuleleri doğu yönden görülüyor. Esas zirve kulesi soldaki ve bizim rotamız da onun sağ sırtını izliyor.

Nisan ayı sonunda, neredeyse kış kadar kar olmasına rağmen kar çok sertti, fakat güneş yükselince eriyip batacağını bildiğimiz için rotaya erken girdik. Ekibimiz Efecan Aytemiz, ben ve Burak Akkurt’tan oluşuyordu. Bu resimde rotada kulvar girişi görülüyor, 600 metre kadar 40-60 derece arası sert kar-buz’dan tırmanıp yan geçerek iki geniş kar alanını tırmandık.

Dağın kuzeybatı yüzünün üst kısmında sert kar yamaçlarını yan geçiyoruz..Resimde, ilerde görülen dik, 55 derecelik kar-buz kulvarı ile dağın kuzey omzunun altına çıktık. Bu etaplarda henüz güneş daha gelmemişti ve kar son derece sert ve güvenliydi.

Omza çıkmak üzere 100 metrelik bir etabı açık, dik ve III derecelik kayalardan tırmandık, bu etap bizi 3200 metredeki ön zirveye ulaştırdı. Resimde Efecan ve Burak, arkada Demirkazık köyünün manzarası ile tırmanıyorlar..

Ön zirveden Çataktepe kulesine dik kar üzerinden 250 metre kadar yan geçerek, bir çentiğe ulaşmak üzere, neredeyse bir ip boyu 55 derece kadar eğimli dik kar-buz tırmandık. Ulaştığımız dar çentikte istasyon kurarak zirve kütlesini tepedeki sırta kadar yaran incecik bir kar-buz kulvarını tırmanmaya başladık. Burada Efecan, kayaya ara emniyet noktası atarak kar-buz kulvarını kramponluyor. Kaya zorluğu III+, IV- derecelerde ve kar-buz eğimi de 70 derece kadar..

Bir ip boyu süren bu etap son derece güzel bir mix tırmanıştı. Bir ara bulut toplayan hava da iyice açtı..

Efecan dar ve kırık bir sırtın üzerine doğru tırmanıyor. Zirve kulesinde yaklaşık üç ip boyu, toplamda 150 metre kadar tırmandık.

Üzerine tırmandığımız dar ve kırık, çürük sırtı sola takip etmek yerine öbür yana inip yan geçmeyi tercih ettik. Bu resimde Burak, yüzünde hoşnutsuz bir ifadeyle yarım ip boyundan az olan ip inişini yapıyor.

Son etapta tam bir ip boyu dik ve artık iyice batan kar tırmanarak zirveye ulaştım, ardımdan Burak prusikle ipte ilerleyerek geldi ve Efecan’ın emniyetini almaya başladı. Tüm gün boyunca, ip gerektiren tüm etaplarda bu sistemi kullanmıştık. Aslında üç kişiyle tırmanmanın en iyi yolu, bence çift ip kullanmak.

Arkada Ecemiş ovasının geniş boşluğu ile zirve sırtındayız.. harika bir tırmanış manzarası.

Çataktepe’nin 3350 metrelik zirvesi ince ve uzun bir kılçığı andırıyor. Burada Efecan, bizim o seferde bıraktığımız  zirve defterini (!) yazıyor, ben de manzarayı seyrediyorum.. Zirveye bir neskuik kutusu içinde küçük bir deftercik ve kalem bırakmıştık. Arkada, uzaklarda Dipsizgöl’ün sivri zirveleri ve daha yakında Demirkazık Dağı..

İnişte çürük sırtlar üzerinde, bazı yerlerden ata binercesine oturarak geçiyoruz. Karlı son etabı belden emniyetle serbest indik ama ortadaki ip boyunun dik ve çürük yan geçiş etapları bizi biraz uğraştırdı doğrusu, buralarda oldukça emniyetsiz tırmanışlar yapmak zorunda kaldık. İniş de tırmanış kadar zahmetli oldu doğrusu….

İp inişi etabından bir görüntü. En son dik etapları da iki adet 25 metrelik inişle geriye indik. Bu arada, zirveye tırmanırken derin kestiğimiz kar etabı da yanımızdan çığ olarak akıp gitti!

Çentiğe varınca, Arpalık yaylasına inişi Demirkazık batı rotasından yapmaya karar verdik, artık önümüzde uzun ve derin karlı bir rota vardı. Berbat bir inişti bu, zaman zaman öğleden sonranın ısısıyla gevşemiş kara bele kadar gömülüyorduk üçümüz de. Burada günün son kızıllığında görülüyoruz, arkada, uzaktaki kayalara düşmüş gölgelerimiz garip bir manzara yaratmış..

Solda Çataktepe kulesi ve sağda Demirkazık batı rotası günün son kızıl ışığıyla yıkanıyorlar.. İniş dahil toplam 13 saat kadar süren bu rota çok daha kısa sürede de tırmanılabilir; üç kişi olmanın belirgin sorunları ve gereksiz verdiğimiz bazı molalar bizi biraz geciktirdi. Yorum olarak, rotada kaya tırmanılan yerlerde emniyet yetersiz ve bazen de kaya çürük. Burası boşluk hissi yaşatan ve bence güzel bir tırmanış rotası. Fikrimce bu rota, esas değerini bizim tırmandığımız nisan ayı hali gibi karlı- buzlu iken kazanıyor.

Arpalık yaylasına inerken günbatımı..

Bu yazı yorumlara kapalı.