9 Ağustos 2020

ALADAĞLAR-CIMBAR KANYONU YENİ GELENEKSEL ROTA ‘HEDERRİD’

(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Arda Türegün, İkra Tülek)

Cımbar kanyonunda ‘Bizim Mehmet’ rotamızı çıktığımızın ertesi günü, 26 temmuz 2020 tarihinde  Cımbar kanyonunda yeni bir  geleneksel rota daha tırmandık, sevgili genç dostlar Arda Türegün ve İkra Tülek ile beraber: ‘Hederrid’ (şaka yollu olarak ‘heder olmak’ ve ip markası ‘Edelrid’in birleşimi, ipleri heder ettik  olarak okuyunuz), toplam 225m ve 6 ip boyu tırmanış, maksimum VI+ derece zorlukta.. Bu tırmanış, Cımbar boğazında hep kimin ne çıktığını bilmediğim, 300 metreleri aşan uzunluktaki karmaşık  sağ yüzeylerdedir. Rotamız vadi tabanından başlar ve tepedeki sarı duvarın en sağındaki çentiklerden sırt hattına ulaşır. Tabii ki, dikkatlice incelemeyince, özellikle ilk ip boylarında rota bulmak az da olsa sıkıntılı olabilir, ancak yüzdeki iri  ve belirgin ağaçlar ve sağ sırt hattının varlığı   bu işi kolaylaştırıyor. Rotanın ilk iki ip boyu duvardaki  bariz zayıflık hattını izliyor, üçüncü ip boyu  dar otlu setlerle  kesik ufak duvarlar ile bezeli bir yüz ile devam ediyor, dördüncü ip boyu dikey etapla sarı belirgin duvarın tabanına dayanıyor, sonraki etap du duvarı sağda bölen bir çatlağa geçen basit travers ve son ip boyu da, sırta çıkan kısa bir köşe-çatlaktır.

‘Hederrid’ boğazın  girişinden içeri  300m kadar yürüyünce   sağ yani kuzey bakışlı olan büyük uçurumdadır, bu uçurumun hemen girişindeki, sağında kalan bariz  sırt hattının içinde kalır. Tırmanış, kandırıcı tarzda, olduğundan daha yatık ve daha kolay gözüküyor. Rotanın başlangıcı olan ufak duvarın tabanına önce çarşak, sonra  kayalarda 60-70m kadar serbest basit tırmanışla (II, bazen III) ulaşılıyor. Sağda kalan sırt hattının içindeki ufak çanak içinde, sağa uzanan bir baca-çatlak-rampadan tırmanış başlıyor..

1.ip: Küçük otlu çanağın duvarını sağa dikey bölen  zor çatlak (VI- emniyet imkanı var, kaya sağlam, güzel etap) tırmanılır, kolaylaştığı ve eğimin azaldığı yerde (IV) kısa dikleşen etapla, bir çalı ile başlayan  sollu rampaya geçilir.  Otlu slablardan oluşan, zor olmayan, emniyeti kıt rampa (IV-, III+) kısa dik etaplarla sol üstteki ufak ağacın olduğu  kovuk-sete girer, ağacın olduğu bu güzel ufacık  sette istasyon, VI- 50m

2.ip: Kovuk-setten başlayan, ağacın üzerine uzanan  kulvar-baca 10m kadar tırmanılır (IV+,sağlam etap) ve  duvarın sağ sırtı ile (IV) yukarıdaki sete, yaygın iri ağacın sağındaki sığ otlu sete çıkılır. Ağacın hemen sağı hizasından  sarı duvar ile başlanır (V+) ve ayağı kıt,  zor, negatifimsi ancak kısa  etap ile (VI, VI+, çürüklük var, ara emniyet iyi sayılır)  üstte uzanan, boş ses veren  bloklarla dolu dik yüz tırmanılır (VI-, çok dikkat, çürüklük zorlayıcı, iyi ara oldukça emniyet sınırlı). Bu kısım sonunda sağlı rampa ile sırtın ucunda gözüken belirgin  sivri, boşta durur gibi gözüken kulenin ardındaki sette istasyon, VI+ 60m

3.ip: Uzun bir ip boyu; otlu dar setlerle bölük kısa slablar ve ufak kısa dik duvarlar tırmanılarak (geneli III, III+, ara emniyet sınırlı, boşta duran bloklara dikkat!). Yukarıda en soldaki, tabanı keçi boklarıyla dolu   belirgin   sarı kuleciğin duvarındaki iyi çatlak kullanılarak,  eğimli sette istasyon, III+ 70m

4.ip: Kuleciğin soluna slabdan  dolaşılarak (III+) kısa rampamsı çatlağın duvarı ile  (IV-) sözkonusu kuleciğin tepesi ve sırtından tırmanışla, üstteki büyük, negatif sarı duvarın tabanına, bir sivrinin ucuna çıkılır; baba istasyonu, III+, IV- 25m

5.ip: Sarı duvarın sivri ile oluşturduğu sağ taraf baca-kulvar serbest şekilde inilerek (III+), yatık otlu teras boyunca en sağa kadar geçilir ve sağda ikinci çentiğe uzanan belirgin güzel köşe çatlağın oluşturduğu duvarın  tabanına varılır (altta ağaçlık bir set vardır) III+ 20m

6.ip: Şahane ve kısa bir  bir etap; duvarı bölen güzel, temiz yapılı  köşemsi el çatlağı ile çentiğe kadar tırmanılır; ara emniyeti bol, girişi görece zor,  dikey tırmanışla çentikte baba istasyonu, V+ 20m

İniş, sözkonusu  çentikten sonra arkadaki yatık, taşlı ve otlu  yamaca yürüyerek, yarım saattte boğaz girişine varmakla oluyor (ayakkabıları taşıyın!). Bizim tırmanışımız, üç kişi dört buçulk saatimizi aldı.

Yorum olarak; tipik bir  Cımbar boğazı kuzey yüz tırmanışı, otlu setler ile çürük blokların yanısıra dik ve zor, teknik etaplar da var.  Rota bulma ‘challenge’ı veren, enteresan bir rota. Bu tırmanışta ara emniyet sıkıntısı pek yok, ancak özellikle dik etaplarda, her ne kadar temizlemeye çalıştıysak da, çürükler arasından sağlamları bulup basıp tutmak gerekiyor… Biz bu tırmanış için (tabi 3 kişiydik) çift 60 metrelik ip kullandık ve bazı ideal  istasyonlara ulaşmak  için bu uzunluk bence önemli, ancak yine de, kısa  iple de tırmanılabilir.  Tamdan çok sayıda, özellikle orta ve küçük boy friend ve telli takoz, birkaç sikke  ve bol uzun perlonbant hayati önem taşıyor.

Cımbar boğazının bu kısmındaki  uçurumun  çok daha solunda  HÜDDOSK’lu arkadaşlarımızın eski bir dönemde tırmandığı ‘Mahşerin Dört Atlısı’ adlı bir rotanın var olduğunu ‘aladağlar Dağcılık ve Tırmanış Rehberi’ kitabım için yaptığım araştırmadan dolayı biliyorum, ancak mesela çıkan ekip de tam hattın neresi olduğunu doğru ve net hatırlayamamıştı. İşte bu uçurumda keşfedilmeyi bekleyen  cevherler olsa gerek! Bir ara bahsettiğim  o sol tarafta da tırmanmayı umuyorum, ancak genel otluluk, aradaki büyük setin varlığı, girişlerde heryeri bölen boltlu tek ipli rotalar  ve  bu kuzey yüze has çürüklük bazen buraya olan hevesimi kırıyor.. Yine de, İngilizlerin dediği gibi, burada ‘yağmurlu bir güne saklanacak’ çok tırmanış var!

 

 

 

 

 

Bu yazı yorumlara kapalı.