14 Kasım 2018

ALADAĞLAR-DEMİRKAZIK DAĞI (3757m) GÜNEYBATI YÜZÜ YENİ ROTA ‘MONTAİGNE’DE DENEMELER’

(Fotoğraflar: Serhan Poçan, Bora Maviş, Doğa Ceylan, Tunç Fındık)

Bu hafta, 10 kasım 2018 günü, sevgili ORDOS’lu dostlarım Serhan Poçan, Bora Maviş ve Doğa Ceylan ile beraber, sevdiğimiz dağ Demirkazık’ın geniş, kayalık güneybatı yüzünde yeni bir rota çıktık; 1300m uzunlukta ve geneli III+, IV+, maksimum V- derece kaya, M3 ve M4 derecede miks etaplar içeren bu alpin rotanın adı ‘Montaigne’de Denemeler’ oldu.

Evet, Aladağlar! Tam kış olmayan ama yaz asla olmayan bu kısa sonbahar sonu günlerinde, önceki hafta  düşen yeni kar neredeyse tamamen erimiş ve güney-güneybatı yüzler kuru idi, ancak kuzeye döndüğünüz  anda karlı bir kış ortamı oluşuyordu. Bu dönem için aslında tipik bir durum, sadece normalde kasım ayı ortasında daha çok  kar olurdu genelde.. Neyse, bu soğuk ve gri Aladağlar sabahında (daha doğrusu gecenin ileri saatinde) Salim Abimizin bizi fedakarca Narpuz boğazı kıyısına atması ile zifiri karanlıkta  yürümeye başladık. İstikamet, karanlıklara gömülü duran Demirkazık’ın kayalık güneybatı yüzüydü.

Demirkazık güneybatı yününüz hepimiz için bir mazisi var; artık topografyasına gayet aşina olduğumuz bu kayalık, karmaşık yapılı yüzde hepimiz farklı rotalar çıkmıştık uzak veya yakın geçmişte. Demirkazık’ın güney yüzünün ilk kısmı, 3300 metrelere dek bazen yatan, bazen dikleşen kayalık kulvarlar ile örülüdür, bu kulvarın arasında birçok kaya kuleleri ve ufak duvarlar, duvarlarla kapalı çanaklar vardır. En solda 1943 yılında çıkılmış Hodgkin/Peck kar-buz kulvarı, en sağda ise Demirkazık güney yüzünü güneybatıdan ayıran kayalık sırt yapısı ile sınırlanan  güneybatı yüzünün üst kısmı ise, ‘kar kalkanı’ olarak tanımladığımız geniş, görece yatık (kışın karlı, yazın çarşak-kaya setli) alan ile karakterizedir ve bunun üzerinde de zirveye uzanan kayalık  sırt ve oluklar devam eder. Bu yüzde çıkıldığı bilinen ilk rota, muhtemelen 1970 Alman ‘Leitl rotası’dır. Bunun yanında  ‘Abalakov’,’Kulvarın Gizi’ ‘1994 rotası’ ve ‘2006 rotası’ gibi  farklı tırmanışlar da bu yüzde bulunmaktadır.  Benim açımdan bu yüz ile ilk tanışmam, 1993 yılının haziranında dostum Kürşat Avcı ile Hodgkin-Peck kulvarını çıkıp zirveye vardıktan sonra, bu yüzden kör bir serbest iniş yapmamız ile olmuştu. Bunun macerası apayrı bir hikayenin konusudur. Ancak yüzü bu şekilde keşfetmiş olmamız nedeniyledir ki, 1995 martında Kürşat ile ilk kış çıkışını yaptığımız güneybatı yüzü rotasını 1994 yaz başında Kürşat, Alptekin Arat ve Ertuğrul Meilkoğlu ile beraber keşfedebilmiştik.  Velhasıl, gelelim günümüze.  Bora ve Serhan bir süredir Ömer B. Tüzel abimizin ve benim kitabımda  muğlak bir tanımlama ile yeralan Leitl rotasının kesin yerini aramaktalardı ve bu yüzde biraz daha solda ‘Kulvarın Gizi ‘ rotasını çıkmışlardı.Aranan  Leitl rotasının  olası yeri, aslında üç aşağı beş yukarı belliydi ancak kesin hattı bulması  sıkıntılıydı çünkü  raporlarda muğlak bir tanım haricinde belirtilmiş net bir hat yoktu. Aslında bu seferimiz de bu arama-deneme’nin bir devamı olmasına rağmen, Leitl rotasını bulmak bu sefer de kısmet olmadı. Ama daha iyisi,  onun yerine son derece  enteresan ve zevkli tırmanış sunan  yeni bir çok ip boylu alpin kaya tırmanış  rotası çıkmış olduk (bunu zirve defterinde ‘Leitl’e niyet, farklı bir rotaya kısmet’ olarak tanımladık!)

Rota girişi, bu yüzde Narpuz boğazının 2. darına hemen varmadan önce, solda tepede dikilen güneybatı yüzünün altındaki en belirgin çarşak konisinden, 2300 metrelerden başlıyor. Rota serbest çıkılan kayalık kulvarlarla (80-100m III, III+) yükseliyor ve devamında geniş bir kayalık kulvar, 400m kadar irtifa alımıyla 2800 metrelere dek tırmanılıyor (II, III, bu etap 1994 Tunç-Ertuğrul-Kürşat-Alptekin ve 1995 Tunç-Kürşat kış rotasıyla aynı). Geniş kulvarın ulaşıp bittiği yerden biraz sağda kalan kayalık kulelerin oluşturduğu duvara yükselişte kaya yine mermerimsi sağlamlıkta oluk-kulvarları izliyor. Geneli III+ olan bu kısımın bir yerinde kulvarın tıkandığı  kısa, oluk yapılı kaygan etapta emniyet alarak geçmek gerekti (1.ip boyu, IV+ 15-18m). Kayalık kulvar dikey doğrultuda, sarı bir duvarın tabanına çıkan dik bir slab haline geldiğinde iki ardarda ip boyu teknik etap geçtik.  sözkonusu 2.ip, slabı hafif sollu, boşluklu tarzda tırmanıyor ve sarı duvara dayanıyor (çürük yapılı üst istasyonda V-profil sikke bıraktık, IV, V- 45m). 3.ip: slabda sağlı bir travers ve  dik yükseliş ardından sağdaki kulvara geçiş için narin bir kuleyi tırmanıyor (IV+ 50m). Bu etaplarda kaya genelde sağlam, ara emniyet ise oldukça az ve aralıklı (tabi soğuk kayada dağ botları ve çantalarla lider çıkış işi kolaylaştırmıyor).

Gri ve bulutlu başlayan gün, saat 10 gibi  biraz da olsa güneşin gelmesi ile ısındı, ancak hava genel olarak soğuktu ve güneş bu günde bize pek de eşlik etmedi doğrusu..

3200 metrelerde vardığımız ve  kayalık kulvarın bizi içine götürdüğü duvarlarla çevrili çanakta iki seçenek vardı; ya soldaki kırık, çürük kaya kulvarı, ya da sağdaki sırta giden diğer boğaz. Bu noktada sağ taraftaki boğaza yöneldik (III, III+ derece) ve tabii ki, boğazın bir tarafı  kuzeye döndükçe ortam, zemindeki  kar nedeniyle kayganlaşmaya başladı. Girdiğimiz boğaz daralarak dik kayalara dayanınca seçeneğimiz de azalmıştı ancak enteresan bir  olasılık da oluşmuştu; rota, boğazı kapatan duvardaki yarıntı bir mağara mıydı acaba? Bora lider girerek miks etaplardan başladı ve sonradan gördüğümüz üzere, oradaki mağaranın tavanına tırmanarak ve tavandaki  daracık bir delikten üste geçerek, rotanın bu kısmını 3300 metrelerde sırta bağladı. Sanırım rotanın bu mağara etabı en ilginç yerlerinden biriydi, çünkü tavanına karlı kaya  etabıyla varılan bu kısım, ancak çantayı sırttan  çıkararak içinden geçebilecek kadar dardı! Bu ipli tırmandığımız  4. boyunda etap M3, M4 derecelerdeydi ve 50m kadar uzunluktaydı.

Bu noktadan itibaren kayalık kulvarlar ile  genelde sollu doğrultuda  tırmanarak (III, III+), yine dik ve boşluklu, mermer kıvamında kaygan temiz kayalık bir oluğa dayandık; bu da bize rotadaki son bir ipli  etabı verdi (5.ip boyu: IV, 20m). Bu etabın bizi 3400 metrelerde vardırdığı geniş ‘kar kalkanı’na girişteki karlı omuzda biraz kazma kullanmak gerekti; ardından çarşaklı kolay kayalarda ‘kardiyo basarak’  zirveye kadar olan 350m irtifayı dura kalka aldık. Artık akşam gelecekti, arada  günün son güneşi gelip gitse de hava genel olarak gri ve kapalı idi. Sonunda, saat 16.45 sularında zirveye vardık ve pek de durmayarak klasik rotadan inişe başladık. En azından gündüz hala ortamdayken iple iniş etaplarını görerek yapmak istiyorduk.  Ardarda ip boylarınca indik, tabii 4 kişinin inişi ne olsa  zaman alıyordu ve önden inen adam (ki genelde bu Bora idi)  bazen karlı bir sette, bazen de bir slabda gezinerek, kesif sis ve bulut  içinde  sonraki istasyonu el yordamı ile arıyordu. Gece yavaş yavaş, sakince  bastırdı, tam karanlık bizi külahın alt kısmında son ip boylarında yakaladı. Biraz (birazdan çok)  üşüyerek de olsa, kafa lambalarıyla Kızılçarşak’ı bulduk ve sürreal bir zifiri karanlıkta daha da garipleşen bir ortamda  cayır cayır kumlu çarşaktan  Narpuz boğazı tabanına vardık. Aksi gibi, boğazın içi tamamen kış gibi taze karlıydı. Önemi yoktu bunun tabi artık. Böylece uzun uzun muhabbet ederek,  toplam 16 saat sonra, Salim Abinin bizi beklediği  Narpuz girişine ulaştık.

Bu tırmanışta 4 kişilik tırmanış ekibi  60’ar metre uzunlukta ve 8.5mm’lik  iki boğum çift iple tırmandık. Yanımızda 6 adet friend tıkacı, tam set stopper telli takoz seti, 7 sikke ve bol miktarda 60 ve 120 cm uzunluklarda, birkaç tane de 240cm uzunlukta perlonbant vardı. Tabii ki çekiçli buz aletleri ve kramponlar da taşındı, ancak şansa bu tırmanışta krampon kullanmamıza gerek kalmadı. Kaya ayakkabısı da taşımamıza karşın bunu da kullanmak gerekmedi; ağır dağ botlarıyla tırmanışı tamamladık. Kişibaşı birer litre sıcak sıvı taşıdığımız termosların yanısıra,  yanımızda ocak seti de vardı. Bu rota, yılın bu en kısaya doğru azalan  günlerinde aynı günde tamamlamak için  biraz uzun, o yüzden sabah karanlıkta başladık ve gece de karanlıkta tırmanışı bitirdik.

Kısaca, sevdiğimiz dağda, iyi dostlarla hoş bir tırmanış günü oldu!

 

With my friends Serhan Pocan, Bora Mavis and Doga Ceylan we climbed a new alpine rock climbing route at the southwest face of Demirkazık Peak (3757m) of the Aladag, in southern Turkey near Nigde’s Camardi town,  one of the most well-known and famous peaks of the range, 10th nov 2018. The route, being 1300m long from bottom to top, is graded III+, IV UIAA, with max grade V- at crux pitch, and some M3, M4 climbing on mixed terrain. Routefinding can be rather problematic in the complex southwestern face of Demirkazik, and one needs some idea of the general layout of the terrain for sure.. The rock is generally sound on the steeper pitches  in this  huge alpine-type  face but  care is reqired  nevertheless.  In these short days of late autumn/early winter it took us 16 hours to complete the route round-trip, from darkness to darkness. It was a good day of climbing with nice friends.

 

Bu yazı yorumlara kapalı.