22 Temmuz 2020

ALADAĞLAR- İTOTURUMU KULESİ (2700m) BATI DUVARI VE SIRTI YENİ ROTA ‘MUHTEREM’

(Fotoğraflar: Nedim Urcan, Serdal Televi, Tunç Fındık)

12  temmuz 2020 tarihinde dostlarım Nedim Urcan ve Serdal Televi ile beraber, Aladağlar’ımızın İtoturumu Kulesi (2700m) batı duvarı ve sırtından çıkan yeni bir alpin kaya tırmanış rotası açtık. ‘Muhterem’ adını verdiğimiz rota tabanından toplam 670m irtifa farkı  ve  7 ip boyu ipli tırmanış içeriyor, genel zorluk IV, V+ dereceler iken, batı duvarındaki kilit ip boyunda VII derece etap geçilmesi gerekiyor.  Neden ‘Muhterem’? ‘Saygıdeğer İtoturumu’ gibi birşey işte.. Kayasının sağlamlığı ve rotanın güzelliğine hürmeten dersem, açıklamış olurum.

Demirkazık’ın önündeki İtoturumu kulesi, burada tırmanan herkesin de tanıklık edebileceği üzere, Aladağlar’da aslında nadir bulunur bir nitelik olan ‘kayasının sağlamlığı’ ile tanınan bir kuledir. Biz de bu gerçekliğe istinaden, hem köydeki ‘bivak’ ımıza yakın, günübirlik tırmanılan hem de hoş bir hat çıkmak istedik. Sonuç bu oldu.

Bu yeni rotamız, dağın batı duvarındaki 150 metrelik uçurumu çıkıp, batı sırtı boyunca ana zirve kulesine giderek, zirve kulesinin batı duvarını çıkıyor. Tırmanış, Sokulupınar’dan Arpalık’a çıkan traktör yolundaki düzlükten başlıyor, tüm İtoturumunun batı tarafının bir kalenin alt surları gibi dik, kısa bir kaya bandı ile savunulduğu  yere dek 100m ve 20 dakika trekle çarşak ve topraktan  ulaşılıyor. Girişteki kısa dik  duvar bandı, tam batı duvarının az solu hizasındaki belirgin bir rampa-zayıflık hattı ile aşılıyor (30-40m kadar, II, III)  ve otlu setlerle batı yüzün duvarına ulaşımı kesen gri temiz duvarın tabanına geliniyor. Bu gri masifi sağlı çapraz yükselerek kesen  belirgin baca-çatlağı cümbür cemaat  serbest tırmandık (200m kadar, III, IV-, sağlam kaya). Kısa bir otlu setten sağlı geçişle, İtoturumu batı duvarı tabanına varılıyor; burası 150-200 metrelik içbükey bir gri duvardır.  Tam burada ipli etaplara başladık.

1.ip: Duvarı oluşturan iki ayrık kulenin tam arasına doğru dikey uzanan  kulvar-baca-çatlak ile başladım. Kolayca başlayan gri etap, slabın dikleştiği yerde biraz zorlaştı; ancak slabı bölen devamlı çatlaklar zevkli ve boşluklu, iyi ara emniyet veren ve genelde sağlam kayada  tırmanış veriyordu (max VI-). Etap, son kısımda  sollu çapraz gidip ufak bir kuleciğin  ardında, küçük ardıçın tabanındaki ancak üç kişinin kıçkıça sığabildiği ufak sette istasyonda son buldu. İstasyon yerinde çatlaklar sıkıntılı ve sadece bu noktada hafif bir çürüklük vardı, bol noktalı bir istasyon, iki de sikke kullanmak gerekti, VI- 60m

2.ip: Zor ve kilit etap! Bu sefer Serdal liderde.. Şİmdi  istasyondan dik çıkan girintili kısa  köşe-çatlak ile  kilidi oluşturan, sağ üstteki  dikey slaba geldi, ara emniyetin hiç olmadığı, tutamak ve basamağın hiç olmadığı bu kızıl-sarı renkli  yan geçiş etabını  biraz üstteki ters tutuşları kullanarak ve ‘sürtünerek’ şahane şekilde geçti (VII)  ve sağ kulvarın içinde gözden yitti; iyice yükselip istasyon kurdu. Nedim ile bu kısa ama sıkıntılı etabı artçı olarak gelmemiz biraz zor oldu, hem lider hem de artçı için büyük ve pandüllü düşüş riski var, çünkü ara emniyet yok bu çok  kompakt kayada. Velhasıl, zor etabın ardından  negatifimsi  baca-çatlak ile kulvar içinde uygun ufak  bir sete ulaşılıyor, istasyon sağda büyük sağlam babadan, VII, 25m.

3.ip: Kulvar-bacanın ilk 10-12 metresiyle yükselişle (IV-) kulvarın artık açılıp genişlediği yerde sağlı dikey, temiz sırtlara giriliyor ve slab yapısındaki bu geniş yüzeylerde uzunca yükseliniyor (III+, bazen IV-), zevkli etaplar, aralıklı ara emniyet var. Uzun etap sonucunda, sırtın  yattığı yerlerdeki setlerde istasyon, III+, IV- 80m kadar.

Çıkılan bu nokta İtoturumu batı sırtının alt kısmıdır. Buradan zirve kulesi ve sırtın solunda kalan slab gözüküyor. Sözkonususu lokasyonda ipleri toplayıp,  sırtın üzerini  takip ederek  150m kadar, kolayca kayalardan  serbest devam ettik (geneli III), taa ki kuleler dikleşip sırtta kolay geçişi kesene kadar. Artık  sırtı kesen kuleleri sağdan, güney tarafından, tepelerinin hemen altı hizasından paralel traversleyecektik. Bu noktada ip tekrar açıldı, istasyon kuruldu (Bu noktada değişik ekiplerin denemelerinden kalan bir sikke ve perlonbanta bağlı olan 60 metrelik, ucu kesik tam bir ip  bulduk! Bunların hikayelerini de merak etmiyor değilim. Tahminim, 2005 ORDOS güneybatı rampası rotası da buralara bir yere bağlanıyor olsa gerek..)

4 ve 5.ipler: Dikleşen kulenin sağ tarafında  sağlı köşe-rampa-çatlak ile girilen  travers etabı. Hafif yükselerek, bazen boşluklu ama genelde kolay hamlelerle, sağlam kayada, taa zirve kulesinin tabanında yolu kesen ve üstünden iple ineceğimiz son kuleye dek, en son kısımda 7-8m kadar inişle uzandık; kulenin tepesinde istasyon (aynı zamanda iniş istasyonumuz olarak kullandığımız bu istasyonda  kimbilir kimin bıraktığı- muhtemelen bulduğumuz ipi bırakan aynı ekip- eski perlonbant ve paslı sikke var, biz de kalın bir ip halkası ekledik istasyona, baba şeklinde). Bu etabın geneli III+, kısa kısa IV- toplamda 100m kadar.

Şimdi artık bizi zirve ana kulesinin batı duvarından ayıran ayrık jandarma kulenin tepesindeyiz. Kuleden, sözkonusu istasyondan 18m kadar, zirve kütlesinin ufacık kovuğumsu beline iple iniş yaptık, muhteşem boşluk ve manzara….

6.ip: Zirve ana kütlesine giden köşe çatlakta tırmanış; bunun vardığı yerden, ağzı çalımsı bodur ardıç ile tıkalı, yarıntıya..  Tepeye uzanan ve adamın içinde kaybolduğu bu  derin yarıntı bacaya girdim, göründüğünden kolay ve zevkli, gayet  sağlam mağaramsı bir  etap; devamındaki şahane kalitede baca-çatlak ile güzel bir sete çıktım. İnsanı çıldırtacak kadar iyi  çatlaklarda friend’ler ve telli takozla textbook istasyon, V- 60m.

7.ip: Zirve kulesinin tepesine çıkan bu son etaba Serdal başladı ve yüzü bölen sağlı çatlak ile, üstte az sağdaki  çatlak ve devamındaki  derinleşen baca-çatlak boyunca gidip gözden yitti. Harika etap, muhteşem boşluklu ve zevkli tırmanış, harika yapıda kaya! Böylece zirve kulesinin batı yüzünde, ana zirvenin  hemen 30m kadar altına çıktık; V+ 40m.

Son kısımda yatık, setli zeminde ipleri sürükleyerek 40m çıkıp (I, II) zirveye ulaştık.

İniş, dağın Narpuz tarafına bakan güney yüzüne, setlerden setlere yaptığımız kısa ip boyu ipli inişler ve dar kaya setlerinde traverslerden (III+) oluştu (burası dağın en kolay ve kısa rotası olmasının yanısıra bence klasik iniş rotası aynı zamanda) ; en son bir sollu  travers ile dağın kuzeydoğu beline çıktık. Narpuz’a çarşaktan inmek yerine, kuzeybatı kulvarından inişe geçtik. Bu kulvarın orta kısmında boğazı tıkayan dev takoz taşın sağında 1994 yılında Kürşat ile yaptığımız bir kış çıkış denemesinden kalan sikkemizi ve ucundeki eski beyaz perlonbantı bulmak benim için şahane bir anı oldu ve geçmişe götürdü.

Toplamda beş buçuk saat süren tırmanışımızın ardından bir buçulk saat süren inişimizle, ortalama 8-9 saat süren bir gün oldu bu. Malzeme olarak 60 metrelik çift ipin (ne olsa üç kişi tırmandık!) yanısıra, artık adetimiz olduğu üzere, neredeyse tam iki set yaylı tıkaç (camalot, totem cam) ve iyi bir telli stopper takoz seti, bol uzun perlonbant kullandık. Yine adetim olduğu üzere farklı türlerde 5 sikkemiz vardı, bunları genelde istasyon kurma zorluğu olan veya çürükleşen zeminde etkin kullanıyorum. Yorum olarak iyi kalitede kayada, boşluklu, zevkli, sağlam ve kilit etap haricinde emniyet imkanı sunan  bir rota oldu. Bu tırmanış  farklı çeşitlerde alpin dağcılık yapmanızı sağlıyor: dik ve zorlu  teknik duvar, slab tırmanışı, sırtlar, kulelerden iple iniş, baca-çatlaklar, yan geçişler, yani çeşitliliği çok güzel. Zor kilit  etapta ise emniyet imkanı kıt, tam olarak psikolojik bir tırmanış; gerçek bir teknik  travers! Kısaca, güzel bir tırmanış rotası oldu,  tavsiye ederim..

İşte böyle, Aladağlar’ımızda tekrar buluşmak üzere, dağlar ve tırmanışla kalın..!

 

 

Bu yazı yorumlara kapalı.