22 Temmuz 2020

ALADAĞLAR- MANGIRCI KULESİ (3200m) KUZEYBATI DUVARI VE SIRTI YENİ ROTA ‘POLARİS’

(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Tafa)

Aladağlar’da 15 temmuz 2020 tarihinde dostum Tafa ile beraber Mangırcı Kulesi (3200m) kuzeybatı yüzü ve sırtında yeni bir geleneksel alpin kaya tırmanış rotası çıktık: ‘Polaris’ adını verdiğimiz rota toplam 780m ve 9 ip boyu uzunlukta,  V+ derece zorluktadır. Şimdi, herkes Mangırcı boğazındaki Büyük Mangırcı duvarını biliyor, Mangırcı kulesi de neresi diyeceksiniz. Mangırcı kulesi, Sarımemedin Yurdu yaylasından bakınca soldaki Mangırcı Duvarı (köylüler arasındaki ismiyle Katırkalesi veya Katırkayası) ve sağda Ortaburun arasından taa yukarıda gözüken sivri kayalık konidir. Aslında  biraz da dağcıların uydurarak verdiği isimler nedeniyle Mangırcı’lar biraz karışıyor; karışıklığı önlemek için bu kaya kulesini Mangırcı Kulesi olarak tanımlamayı doğru buldum.

Bu kayalık yüzde daha önce nelerin çıkıldığı oldukça belirsiz; Hacettepelilerin (HÜDDOSK) bu uzun profilli kayalık  konide, batı yüzünde kulvar-yolak tarzında  bir eğitim rotaları olduğunu ve temel kaya eğitim kamplarında eğitmenler eşliğinde  ‘çömez’lerin eskiden beri bu rotalarda çok sefer  tırmandığını da  biliyorum. Dağcılık yapan turizm firmalarının bu kulenin arka tarafındaki ‘küçük toprak’ denen bölgeden giren klasik kolay rotasından zirvesine çıktıklarını biliyorum. Aynı rotadan Hacettepelilerin bir kış çıkışı yapmış olduklarını da duydum (muhtemelen ve tahminimce  bu kulenin ilk ve tek kış çıkışıdır) ve batı yüzdeki kayalardan  birilerinin tırmandığını oradaki eski çobanlar da söylediler. Kısaca bu uzak, yalnız kulenin de belli bir tırmanış geçmişi var.. Velhasıl, Mangırcı Kulesinin  tırmanış tarihini hiç  bilmediğimden dolayı bu benim açımdan gayet  belirsiz bir mecraydı. Bu sefer ile bu bilgileri de, Aladağlar rehber kitabımın bir sonraki daha kapsamlı basımı için  biraz olsun topladım. Sözü gelmişken, bu kitabın çok daha kapsamlı ve gelişmiş  ikinci basımını, bir veya iki yıl içinde, muhtemelen Türkçe-İngilizce dillerinde olacak şekilde  basmanın hazırlığına da başladım. Görelim bakalım..

Bu tırmanış için dostum Tafa ile 2500m irtifadaki Alaca yaylaya hicret ettik. Sağolsun çoban dostumuz Hasan, Tafa’nın ricasıyla önceki gün teknik malzemeyi ve çadırı katırıyla yaylaya taşıdı da, hamallık boyutu korkunçlaşmadı. Biz de  hemen sonraki gün, Milli Parkın giriş kapısı haline gelen Sarımemedin Yurdu’nda dostlar ve arkadaşlarla biraz kahve üzeri sohbet ardından yaylaya doğru yola çıktık; 2 saat gibi bir sürede Mangırcı (Katırkalesi) ve Ortaburun arasından çıkıp yaylaya vardık; tabii temmuz sıcağı ile yaylamız sararmıştı. Çoban kardeşlerimiz, koyunlar, bekçi köpekleri derken  kampımızı kurduk.. Aladağlar’ın bu manzaralı yaylası dağcı-tırmanıcı tayfasının, sanırım yüksek dağ içermediğinden dolayı olsa gerek,  pek ziyaret etmediği bir mekandır; oysa kaya seven insan için aralarda gizli mücevherler var..

Ertesi sabah, 15 temmuz erkeninde kalkıp güneşin gelmesiyle eşzamanlı olarak duvarımızın tabanına 30 dakikada yürüdük. Alaca Yayladan yaklaşım ne kadar kolay.. Bir rota seçtik, dağın sarp gözüken kuzeybatı yüzü. Bu  koyu renk yüzün orta kısmında duvarı hafif sağlı bölen, aşağılardan bile belirgin gözüken çatlak rotamızın esas niteliği olacaktı.  Malzemeyi kuşandık, ipe girdik  derken başladık. Ortalama 200m kadar kolay zeminde, bazen III derecede  tırmandık ama bu tam bir tırmanış olmasa bile, bir yürüyüş de değildi, zaman zaman kısa dik etaplar, çatlak- bacalar filan vardı. Böylece seçtiğimiz, dağın duvarlaştığı belirgin dihedral-çatlağın tabanına çıkmıştık. İçbükey bir duvarın sağında kalan çatlak hattının tam altındaydık.

1.ip: Çanağımsı bir duvar etabı kıyısında, dikey ve boşluklu yüzeyi bölen çatlak hattıyla başladım; ara emniyet aralıklı da olsa var,  amma aramak gerek, mütevazi bir çürüklük de var ve bazen sağlam parçaları tutup basmak için dikkatle aranmak lazım..  Girişin ardından  harika çatlağa girince çürüklük de kalmadı ve sağlam taşı bulmanın neşesi ve tatmini  içinde ip boyu sonuna dek aktı gitti. Köşe çatlak bütünlüklü devam ederken mükemmel ara emniyetler veriyor  ve slabımsı sağ yüzeyi de güzel basamak-tutamak sağlıyordu.. Son kısmında harika layback köşe-çatlak ile tepede kızıl-sarı bir duvarcık tabanındaki rampamsı sete çıktım; friend’lerle istasyon, V+ 60m

Tafanın bana katılmasıyla sette 20m kadar sola az yükseldik, daha iyi bir istasyon konumuna geçtik.  Sonraki etap Tafa’nındı.

2.ip: Tam önümüzdeki gri, setlerle bölük başlayan kaya yüzünde, solda kalan belirgin kuleye çok yaklaşmadan, setten sete tırmandı Tafa, etap göründüğünden dik ve kompakt.. Yüz son kısmında giderek dikleşiyor, görece zorlaşıyor- ve  uzuyor, ama Tafa çok kullanmış olmasa da, ara emniyet durumu iyi. Etap bitmediği için 10m kadar üstteki sete tırmanıp Tafa’ya ip vermem gerekti. Sonunda zorlukların en sonunda çıktığı  bir sette Tafa beni yanına aldı, uzun bir  etap, IV+ 70m

3.ip: Kısa, kolay etapla yüzün bittiği, aslında kuzeydoğu yüzünün tepesine çıkılan  kulenin ucu.. III+, 30m. Bu kulecikten 7-8m kadar serbest inişle varılan belirgin çentik (batısına inen kulvar HÜDDOSK rotası imiş Tafa’nın tahminince) üzerinden başlayan mahmuzdan devam edeceğiz. Sırt hattına çıktık.

4.ip: Göründüğünden daha dik, ama göründüğünden daha daha güzel tırmanış veren ve sağlam yapıdaki  boşluklu mahmuz-sırtın en ucuna dek tırmanış, ara emniyet iyi, varılan tepenin ucunda  babada istasyon, V- 60m

5 ve 6.ipler: Dağın ana zirve kulesine uzanan daha yatık eğimli kayalık sırt hattında tırmanış, babaya doladığımız perlonbanttan ip  verip alıyoruz birbirimizi. Etap arada kesikler içeren, bazen 1-2m alttan dolanmayı gerektiren kayalık bir omurga.  Nihayet dağın ana zirve konisine ve onun kuzey yüzüne yanaştık, III, 120m

7.ip: Kulenin ana zirve konisine ve onun kuzey yüzüne travers, şahane ve havadar bir etap.. Şaşırtıcı derecede sağlam kayada mutedil zorluk, geneli IV’lü derece olan bir etap, hafif iniş ve çıkışlarla, güzel ve aralıklı emniyet noktalarıyla  dağın kuzey duvarının masifine girdim ve bir kulvarın yolu kestiği  sırtçıkta ip de bitti. Yarı askı istasyonu, IV, 60m.

8.ip: Bu etap da  güzel tırmanış verdi- önce alttan gelip tam önümüzü kesen kaya kulvarı-bacayı geçmek için sırt üzeri yönüne kısa travers, sonra karşı duvarın masif gri yüzünde hassas, dikçe tırmanış (IV+) ve devamında dikey, çatlaklı, sağlam yüz ile kulenin üzerine yaklaştım. Son kısımda kulenin sırtına çıkış için güzel sağlam bir sollu taş rampa ile de (IV+, ara emniyet  iyi)  kulenin tepesinde biraraya sıkışmış büyük bloklar arasında istasyon  kurdum, IV+ 60m

9.ip: Kısa etapla zirveye, kolay ve boşluklu, bloklar olan  sırtlardan çıkış, II, III 30m

İniş, zirveden kolay serbest etaplarla (II) güneye az geçince sol alta inen taşlı, çarşaklı kulvardan; Mangırcı II masifi ve Mangırcı kulesinin arasındaki topraklı  bele, hızlıca ve serbest yapılıyor. Köylülerin bildiği adla  ‘küçük toprak’ denen yerin üzerindeki Mangırcı beline yakın devasa dikey mağara (düden) ağzından, içeriye  taş atıp ses dinlemeden  geçmedik tabi ki..

Süre olarak 5 saat kadar süren tırmanışımız, iniş ve yaklaşım ile neredeyse toplam  8 saate uzadı. Sonunda, Alaca yaylada akşam bulutlarını seyrederek çay ve kahveye boğduk bünyeleri elbette.

Yorum olarak; ortalama derecelerde (IV, V gibi)  ancak uzun alpin kaya tırmanışı bulmak ülkemizde zor, ya zor ya kolay var daha çok.  Bu rota tam öyle bir tırmanış; asla zorlaşmayan,  geneli iyi kalitede kayada zevkli ve dik etaplar veren, yürüyüşdağcılığı  olmayan, emniyetli bir güzergah. İkimizin de fikri, bu rotanın bir klasik alpim geleneksel rota olacağı yönünde.. Kulenin ana zirvesinden inişin kolaylığı ve inişin  malzeme gerektirmemesi de büyük bir avantaj. Bu tırmanışta  rota bulma sıkıntısı bence pek  yok, yanlış yere gitmek çok mümkün değil zira. Tırmanış için biz 60 metrelik  çift ip kullandık ve faydalı da oldu, birçok yerde uzunluk  uygun istasyon yerlerine ancak yetişti. Teknik donanım olarak tam set friend tıkacı ve telli takozlar yeterli olacaktır. Biz birkaç sikke taşıdık ancak  kullanmaya hiç gerek kalmadı; kaya gayet çatlaklı ve nitelikli idi. Rotadaki uzun etaplar ve traversler nedeniyle özellikle bol uzun perlonbant kullanmak faydalı.. Sonuç olarak, yeni duvar tırmanışına girişen ve gelişmek isteyen, ama zor bir rotada fazla da risk almak istemeyen ekipler açısından kaçmaz bir rota- sizi bekliyor, gidin!

Dağlar ve tırmanış sizinle olsun…

Bu yazı yorumlara kapalı.