ALADAĞLAR- OKSAR TEPE (3584 m.) Güney Yüzü İlk Kış Tırmanışı
Bu hafta tırmanış arkadaşım Gökhan Şifan ile beraber Aladağlar’da kısa bir tırmanış gezisine uzuuuun bir alpin tırmanış sığdırdık. Biraz da, önceki günlerde dengesizce yağan karın iyi olmadığı düşüncesiyle temkinlice hareket ederek Emli tarafında, aklımın bir köşesinde durup duran bir kış tırmanışını gerçekleştirdik: Yedigöl platosunun sınırındaki 3584 metrelik Oksar Tepe Güney yüzü. Hani derler ya, yağmurlu bir güne sakla, işte öyle. Bu rotaya rahmetli dostum Kürşat Avcı ile 2002 yılında kışın girmiş, koşullar çok uygun olmadığı için üst kısmına devam etmemiştik. Darısı bu sefereymiş.
Emli vadisi Kocadölek’ten (2050 m.) günübirlik yaptığımız bu tırmanışın tabandan yüksekliği 1500 m. kadar, genel alpin zorluğu PD civarı çünkü rota çok uzun ve birçok yerde hızlı hızlı serbest tırmanmayı gerektiriyor. Rotadaki kaya zorluğu genelde II ve III+, tek step belki IV- (?), kar eğimi ise 25-40 derece. Özellikle bu geniş ve yüksek yüzeyin içine girince yol bulmak görece karmaşık ve iniş de uzun; derin kar olduğunda son derece tehlikeli ve uzak sayılır. Zannederim böylece Oksar Tepe’nin de ilk kış tırmanışını yapmış olduk. Ne de olsa kıyıda kalmış yalnız ve pek de umursanmayan, bilinmeyen bir dağ. Rota kamp yerinin hemen kuzeyinde- yani yaklaşım diye birşey yok, doğrudan yükseliş başlıyor!
Tipik bir kış Aladağlar gezisi; Sevgili Salim Abi’nin evinde bir gece uyku, soba başında yenen şahane köy yemekleri ve bol demli çay, ardından da sabah erkenden traktörle Emli’ye hareket. Traktörde soğuktan uyuşan ayaklar, yüze vuran buzlu hava, gürültüden sağır olan kulaklar. Ormanın güzelim çam kokusu, asalak ökseotu yüzünden ölen ağaçların muhabbeti, sessiz ve karlı bir vadi. Kamp yerimiz Akşampınarı- Kocadölek, Hacettepe’nin kış eğitim kampının şamatası günümüzü şenlendiriyor. Sakin bir gece geliyor ardından- soğuk ve durgun. Çorba, patlıcan kızartmalı makarna ve bol çay akşam yemeğimiz.
Gece kapkaranlıkta uyandık ve hazırız ama o da ne? Rotada tırmanış derhal başlıyor- gün ışığı gerek, kayayı ve rotayı görmemiz lazım… bekliyoruz, ilk ışık solukça geliyor ve… 21 ocak 2009 sabahı, saat 06.30 gibi, günün ilk ışıklarıyla yüze giriverdik. Önce çarşaklı zemin, sonra giderek dikleşen ama asla zorlaşmayan setli kayalardan (II, III+ derece) tırmanarak rotaya girdik, bu kısım adeta kupkuru.. otlu ve boşluklu kayalık etaplar, arada köşelere sıkışmış sert kar. Oksar’ın Güney yamacının alt 400-500 metrelik kısmı kayalık etaplardan, yukarıdaki gerisi ise sırta kadar uzanan karlı kulvarlardan oluşuyor. Rota, dediğim gibi biraz karışık (özellikle de ilk kısımlarda) ve bana Demirkazık Batı Yüzü’nün yapısını anımsatttı gerçekten de, ama genelde birçok yerde daha dik.. Velhasıl rotanın daha çok kaya kulelerince kesilmiş kar kulvarlarından üst kısmına geçişte dik ve emniyetsiz bir bacayı sololadık (IV derece gibi), tutamaklı ama ayaksız, suyla aşınmış gri bir baca.. sabah aksiyonu!
Yukarıdaki kulvarlarda sert, buzlamış karda krampon kazma kuşanıp kayalık kuleler arasında uzuuuun bir kulvarı çıktık. Bu arada bolca taş düşüyordu, zannederim buna sebep yukarıdan bizi seyreden dağ keçileri idi. Kar- buzun eğimi asla 45 dereceyi aşmadı, ipi çıkartmaya gerek kalmadan yan geçişler ile dağın batıya uzanan sırtına çıktık. Sırt bazı yerlerde dikleşen ama asla ekstrem olmayan yapıdaydı. Zirvenin hemen altından dolaşıp esas zirveye kadar sırtlardan yürüyüşe bağladık ama gerek yaprak kıpırdamayacak kadar sakin havanın sıcağı, gerekse hızlı yükselmekten yorulduk doğrusu.
Yükseldikçe açılan manzara muhteşemdi, yine güzelim Aladağlarımızın tüm güneyi ayaklar altındaydı. Saat 14! Böylece, Yedigöl’ün karlı, soğuk platosunu seyredecek konuma geldik; Oksar’ın 3548 metrelik zirvesi tam Yedigöl platosu sınırında, biraz geride ve aşağıdan gözükmüyor..
İniş beklediğim kadar korkutucu oldu. Önceki günlerin poyrazının batıdan süpürüp doğu yamaçlara yığdığı derin, tabakalı karı yararak, hep de çığdan korkarak Gürtepe batı vadisine indik- bazı yerlerde bele kadar batarak ve üzerimizden düşüp bize varmadan duran düşen bir çığı kalbimiz atarak seyrederek! Giderek ıslaklaşan ve bataklaşan karda ümitsizce çırpınışlar.. Islak ve derin karla kaplı Valikonağı- Sulağankeler’den aşağı, Sıyırma vadisine ulaştığımızda dizler yorulmuş, bedenlerimizde sıvı kalmamıştı. Neyse ki toplam 10 saat gibi bir sürede, akşamın buzlayan gölgesinde Kocadölek’e vardık. Kahve ve güzel yemekler, betonlaşan bacaklara biraz esneme, ılık uyku tulumu ve derin uyku bizi beklerdi..
Bu, 2009’un benim için yılın ilk Aladağ kış oldu, umarım ardından başka sağlıklı ve neşeli tırmanışlar bizi bekliyor!
OKSAR TEPE (3548 m) FİRST WİNTER ASCENT- ALADAG
This is an alpine climb of PD alpine difficulty, and it is 1500 metres altitude difference from the bottom, with generally II and III+ rock climbing, with a few steps of IV- and generally offering 25-40 degree snow climbing. When there is abundant snow in winter, it can wield big avalanche danger in the south faces which are composed of big gullies with steep, wall type bottoms. With my friend Gokhan Sifan, we made the first winter ascent of Oksar Tepe (the peak named after a student killed in avalanche in Demirkazık) by the south face in january 21, 2009, and the ascent took a total time of 10 hours. First we had climbed on bare rock with ledges, gullies and a steep chimney, then some long snow gullies interspersed with rock steps, and finally, the long, broken summit ridges with ice- snow traverses. The descent was more dangerous in avalanche prone slopes of the eastern face and worried us! Quite a long route, but technically easy, albeit necessitating to move fast over long stretches of medium grade snow and rock.
Bu yazı yorumlara kapalı.