ANTALYA-HURMA KULESİ GÜNEY DUVARI YENİ ROTA ‘YÜKSEK GERİLİM’
(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Cemal Zerepcan)
Antalya’nın kıyı Beydağları silsilesinin kireçtaşı yığınları.. kaya tırmanan insanda hayranlık uyandıran keskin, gri, masif kaya yapısının anavatanı! İşte bir sefer daha, dostum Cemal Zerepcan ile beraber, böylesi bir kaya duvarında tırmanmak şansı bizimdi; 18 şubat 2020 günü, tüm Türkiye’nin kış ve soğuktan kırıldığı bir günde, duvarda, 25 derece sıcakta kaya tırmanışı! Bir rüya adeta, hele ki önceki günlerde muhtelif yerlerde donmuş şelale tırmandıktan sonra, bunun ruhuma merhem etkisi yaptığını söylemek yanlış olmaz.. Cemal ile beraber, Antalya’da Hurma mahallesi üzerinden denizi ve limanı seyreden, bizim Hurma kulesi olarak tanımladığımız (haritada Kızıltepe olarak da geçen) kayalık dağın güneye bakan duvarında yeni bir geleneksel kaya rotası açtık. ‘Yüksek Gerilim’ adını verdiğimiz rota 300m (4 ip boyu) uzunlukta ve maksimum V+ derece geleneksel tırmanış içermektedir; kaya kalitesi gayet güzel, temiz bir kireçtaşıdır.
Şahane güneşli sabahta acelesizce yola çıktık ve tırmanmayı planladığımız yüzde, yol kıyısından bir rota kestik. Antalya- Altınyaka karayolunun üzerinde dikilen bu duvar, tabanındaki bir kısa kaya bandı ve onun tepesindeki geniş teras ile çalılık, ormanlık zeminden ayrılır. Bildiğimiz kadarıyla bu yüzde üç rota var: en soldaki sırtın batıya dönen kıyısının solunda Cemal ile çıktığımız ‘Zebani Yolağı’ rotası, sırtın biraz daha sağında Yılmaz Sevgül’ün çıktığı (sanırım bu yüzdeki ilk rota olan) ‘Jilet’ rotası ve şimdi bizim çıktığımız, bu duvarın en sağındaki (ortası ağaçlı belirgin terasla bölük) gri duvarı çıkan ‘Yüksek Gerilim’..
Velhasıl, duvar tabanındaki geniş terasa (rotaya adını veren) yüksek gerilim hattının yapımından kalma belli belirsiz traktör yolundan, soldan yaklaştık ve 20 dakikadan kısa sürede 70-80m kadar irtifa alarak terasa çıktık. Tırmanışımız terasın en sağındaki duvar etabından başladı. Gri ve güzel gözüken ilk etap Cemal’indi ve setli gri temiz yüzeyler, ardından da bir sırttan tırmanışla, iri pinar (vahşi meşe) ağacının sağı hizasındaki sette istasyon kurdu (1.ip: IV 45m). İkinci ip boyunda görevi devraldım; sağı testeremsi dişli bir sırt olan köşe-çatlak ile başladım ve dik, zevkli, sağlam etapla tepedeki geniş ağaçlı terasın alt kıyısına dek tırmandım (2.ip: V+ 55m). Ağaçlı terası üst duvara dek geçtik (I, II 35-40m) ve gri, çatlaklı yüzün tabanındaki ufak bir kulecikten tekrar tırmanış başladı. Cemal, üçgen bir büyük payandanın tabanından sağ sırtı boyunca, en ucuna dek tırmandı ve kulenin tepesinde istasyon kurdu (3.ip: IV, 50m). Payandanın dayandığı gri, masif, temiz duvar benimdi. Geneli sollu yükselen travers ve boşluklu etapla, yüzün yattığı terasa kadar tırmandım (4.ip: V+ 55m). Bu noktadan kolay ama hala tırmanış olan etaplarla omza kadar çıktık (II, III, 60m kadar) ve tepemizdeki zirveye uzanan kırıklı kısa yüze girmeyerek batıya, aşağı inen belirgin kulvar- boğaza iple indik (ilk iniş ağaçta perlonbanttan, 50m, II derece serbest iniş ardından ikinci iniş ise boğaz tabanında ağaçta perlonbanttan 15m kadar). Gerisi karayoluna 20-25 dakika yürüyüşten ibaret.
Yorum olarak; toplam 3 saat süren tırmanış sağlam kayada ve zevkli etaplar veriyor, ara emniyet mükemmel, bol kumsaati var, istasyonlar iyi setlerde; en az 50 metrelik çift ip kullanmanızı öneririm. Ara emniyet imkanı çok iyi, sikke kullanmaya gerek yok. Çürüklük hemen hiç yok ama yine de arada boşta duran taşlar ve bloklar olabiliyor, uyarmama gerek yok sanıyorum, geleneksel tırmanışın bir parçası da bu zira..
Mükemmel ısıda yaptığımız bu tırmanışın tam ertesi günü, 2156 metrelik Teke/Ovacık dağının kuzey yüzünde bir kış çıkışı, buz-kaya- kar miks rota tırmandık (o da sonraki hikayede), nasıl bir tezat! Antalya işte böyle inanılmaz bir yer; ardarda günler içinde tamamen farklı tırmanış ve dağcılık stillerinde oyun oynamak mümkün..
Teşekkürler kardeşim Cemal, bu inanılmaz ve güzel gün için!
Dağ ve tırmanışla kalın…
Bu yazı yorumlara kapalı.