30 Haziran 2020

ANTALYA- MORYER UÇURUMU YENİ GELENEKSEL ROTA ‘V12 TURBO’

(Fotoğraflar: Tafa, Tunç Fındık)

Haziran’ın temmuza döneceği bu haftasonunda, 28 haziran günü  gayrıresmi olarak ‘Geyikbayırı İdman Yurdu’ yani Tafa, ben ve Mustafa Nalbant’tan oluşan ekibimizle  bu bölgedeki son aksiyonumuzu yapalım dedik veee.. serin bir yayla gününde sevdiğimiz  Moryer, diğer yöresel adıyla Elmelik yaylasına  gittik. ‘Moryer Uçurumu’ olarak tanımladığımız  bu kuzeydoğuya bakan duvar  yüzünde yepyeni ve tek ip uzunlukta bir geleneksel tırmanış hattı açtık, adını ‘V12 Turbo’ verdiğimiz 45m uzunlukta ve VII derece teknik zorlukta.  Böylece bu duvar ve doğuya dönük yüzler dahil, toplamda  onikinci rotayı da eklemiş olduk.  Bu kuzey duvarındaki hatların tutarlılığı genelde  ilk ip boyu için çok  iyi, sonrasında tutarlı devam eden hat pek yok, hep setlerle bölük, giderek çürüyüp bloklu hale gelen  duvarlar var ve o yüzden çoğu rota maksimum 60m uzunlukta. Biz de bu sefer solunda Burak Serter  ve Yücel Bagatur’un 2009 yılında  açtığı  ‘Hasta Hasta’, sağında ise  ben ve Cemal Zerepcan’ın 2016 yılında açtığı ‘Ardıç Yolu’ rotaları olan bir hat tırmandık;  yüzdeki belirgin ‘ters V’ şekilli girişten yükselen belirgin ve güzel çatlak..

Moryer Elmelik yaylası Geyikbayırı’ndan 16km kadar yukarıda ve son kısmında bozulup toprak yola dönen araç yolu, Moryer’den Saklıkent istikametinde gidişte yaylaya vardırtıyor (bu tarihte yol kenarındaki birçok oba keçi besliyor). Kuzeydoğu yüzdeki rota tabanına yoldan başlayıp yeşil otlaklarda yürüyerek  100m kadar irtifa alımıyla, neredeyse  25-30 dakikada varılıyor.

Tırmanışımız, belirgin ters V’nin sağ tarafından girişle başlıyor ve zorca, tutuşu eksik bir sollu traversle  yükseliş yapmak gerekiyor (burada ara emniyet az ama  olanlar oldukça iyi, ancak biraz  otluluk var ve temizlik gerekiyor, ee, ne olsa bir kuzey yüzündeyiz). Devamında net, büyük tutuşlar olmadan, sığ çatlaklı dikey yüzeyde zor, kalkışmalı tırmanışla (ara emniyet aralıklı ve bulması, takması konumlar nedeniyle  zor, burasıyla beraber giriş etabı en az VII-) yukarıdaki baca-girintiye doğru sollu yükseliş ile geçiliyor. Bacanın girintisinde tutuşlar ve ara emniyet çok iyi, bu şekilde bacanın daralıp negatif bir göbek yaptığı ve zorlu offwidth bir çatlağa döndüğü kilitin tabanına varılıyor (burada baca-çatlağın sağ iç duvarında bir diagonal sikke bıraktım). Dış yüzeyleri beton gibi temiz, sürtünme vermeyen  çatlak dışa atarak, solda hiç ayak olmadan, sağ taraftaki çok ufak ve kötü ayaklar ile, bolca yarım sıkışma hamlesi ve sürünme ile tırmanılıyor ve bu şekilde, zor konumda büyük boy  bir friend (iki buçuk-üç yumruk boyutu) zorla atabildiğim göbek geçiliyor (VII). Bu etap kardiyo bastırttı vallahi! Neyse, tepeye devam eden şahane, gri köşe çatlak-baca devamında tırmanılıyor (ara emniyet güzel) . Bu kulvar- köşenin son kısmında dikey ve zor girişli, muhteşem bir layback çatlak var (VI) ve bu etap ile  küçük, güzel bir sete çıkılıyor;  çok noktalı takoz ve tıkaç istasyonu, 45m toplam, VII derece.

İniş, 6-7m kadar sağlı yükselişle (III) çıkılan geniş setin en sağ ucundaki  iri ardıç ağacından (burada eski beyaz perlonbant ağaca dolalı; 2016 yılı mayısında Cemal Zerepcan ile tırmandığımız ‘Ardıç Ağacı’ rotasının iniş istasyonu buydu). Biz bu sefer ardıçın sağındaki ağaçtan ipi doğrudan doladık ve perlonbantı da yedek olarak kullanarak 45m inişle zemine vardık. Toplam tırmanış süremiz 1.5 saat kadar oldu ve ipi çektikten sonra yaylanın ve duvarın serin gölgesinde tembelce yayılıp dağları seyrederek  termostan kahve içmenin tadına diyecek yoktu.. Şimdi sportiflik sırası Nalbant’ta idi ve onu Feslikan yaylasına bıraktık; bisikletiyle köye kadar  uçarak indi. Biz de Tafanın emektar T3 ile onu takip ettik..

Yorum olarak, geneli çok sağlam kayada, göründüğünden zor, ara emniyeti genel olarak iyi ve güvenli, zevkli (‘challenging’) bir geleneksel hat çıkmış olduk diyebilirim.  Malzeme olarak çift ip, en az 50m uzunlukta kullanmak, iniş için şart. İki set yaylı tıkaç (en büyük boylar dahil) ve tam set  telli stopper takozu kullanmak gerek. Yukarıda belirttiğim gibi, kilit etabın girişine sikke bıraktım ancak geri kalan yerlerde kullanmak gerekli değil.

İşte böyle! Bu tırmanış Kemaliye’nin taşında tırmanmadan önceki son Antalya rotamız oldu; artık yazın gerisi farklı yörelerin duvar ve teknik etaplarından gelsin! Tırmanış ve neşeyle, sağlıkla kalın…

Bu yazı yorumlara kapalı.