8 Kasım 2009

BALLIKAYALAR’da BİR TIRMANIŞ GÜNÜ 2009

balli-7-kasim.JPGballi-7-kasim-2.JPGballi-7-kasim-3.JPGballi-7-kasim-4.JPGballi-7-kasim-5.JPG

(Fotolar için sevgili Aykut Türem’e teşekkürler…)

7 kasım 2009 tarihinde İstanbul’daydım ve… Türkiye’de spor tırmanışın doğduğu yer olan Gebze – Ballıkayalar tabiat parkında tırmandım! Ballıkayalar, İstanbullu kaya tırmanıcıların kısa sürede ulaşabilecekleri tek gerçek kaya ve tırmanış rotası içeren mekan. 1980’li yıllarda Emre Altoparlak ve Batur Kürüz’ün geleneksel rotalar ile başlattığı, daha sonra da Doğan Palut, Öztürk Kayıkçı, Uğur Yılmaz ve bir avuç tırmanıcının açtığı hard spor rotalarla Türkiye’nin ilk spor tırmanış alanı haline gelen bu bölgede, şu anda 80 kadar  spor ve geleneksel rota mevcut. Kireçtaşından oluşan  kaya, gerçekten kendine has bir tarz yaratmış; genelde gizli tutamaklar, eksik ayaklar ve zor, boulder kilit hamleler! Dereceler sert, bazen bolt aralıkları çok açık, fazla tırmanılan popüler tırmanılan rotalarda kaya iyice mumlaşmış ama birçok rota da gerçekten klasik statüsü kazanmış. Ballıkayalar gayet kalabalık bir tırmanış alanı: haftasonlarında eğitim, yürüyüş ve tırmanış için gelen birçok doğa sporcusu oluyor ve özellikle çok tırmanılan rotalarda kuyruklar oluşabiliyor (!)  Gayet yeşillik olan ve içinden bir dere akan kayalık vadide,  haftasonlarında bir de piknikçi fazlalığına şahit oluyorsunuz! Anlaşılan ve yaşanan o ki, İstanbullu tırmanıcıların en büyük derdi, bu güzelim  tabiat parkının maganda sürülerince istila edilmesi 🙂 Kayaların tepesindeki platodan içilip atılan bira şişeleri ve yuvarlanan taşlar, aşağıdan bağırılan ‘İn lan oradannnnn!’ naraları… Benim gibi dağlara ve sakinliğe alışkın Ankaralı bir tırmanıcının görünce şaşırdığı ve dumura uğradığı haller bunlar. Ama burası İstanbul- bir dönem kayaların tabanında ‘Lütfen tırmanıcıları rahatsız etmeyiniz!’ tabelası  gördüğümü hatırlıyorum.

Biz de bu sakin, güneşli cumartesi gününde, bir minibüs dolusu insanla önce Tavşanlı Köyü’ndeki kaçınılmaz çay ve kahvaltı molasını verdik.  Vadi boştu, az sayıda tırmanıcı ve sıfır zonta popülasyonu ile ideal bir gündü. Tırmanış arkadaşlarım Aykut Türem ve Erdinç Turna ile, hem geleneksel hem spor tırmanış olmak üzere, bir dizi rotaya girdik..  Mesela; Acemi (IV geleneksel), Büyük Balkon (VII+, normalde spor ama geleneksel çıkıldı), Davul (VI+ spor), Ejder (VIII- spor), Dolanık (IV+ geleneksel), Derin Çatlak (VII+, spor), Jump (VII+ / VIII- spor), Debüskö (VI- spor), Tıpış Tıpış (VI, spor), Kütür (VI+, spor), Percussion (VI+, spor). Bu rotaların bazıları Ballı’nın klasik ve karakteristik rotalarından, mesela Derin Çatlak, Jump ve Percussion..

Vadinin sakinliği ve sessizliği,  Aykut’un her rotayı çok iyi tanıması ve rehberliği ile, önkolları yakmacasına gayet verimli bir tırmanış günü yaşadım. Gerçek şu ki, burada verimli tırmanmak ve özellikle zor dereceli sportif rotaları çıkmak için rotayı ve hamleleri  çok iyi tanımak şart- her Ballı tırmanıcısının bildiği üzere. Evet, tırmanışlar çok kolay değil ve dertleri var bu kanyonun, ama İstanbul’daki tek tırmanış mekanı ve rotaların bazıları gerçekten çok  güzel.

Ballıkayalar ile ilgili detaylı bilgileri Doğan Palut’un ‘Ballıkayalar Tırmanış Rehberi’ kitabından edinebilirsiniz.

Eylemlerimiz sürecek…… 🙂

CLİMBİNG in the BALLİKAYALAR- İSTANBUL

Ballikayalar is virtually the only existing climbing garden around İstanbul, and there really is no other opportunity to climb on natural rock around the city. İt is a hidden canyon of limestone in the small village of Tavşanlı,  with  much green hillsides and a dirty, chemical- ridden creek on it. Given the population of  İstanbul (approaching 20 millions!), Ballikayalar a quite popular area, especially in weekends. Not only the climbers but picnickers and  drunkards are to be found around- and it surely is a distracting place, prohibiting  climbing  in  harmony with nature! Nevertheless, Ballikayalar is the birthplace of sport climbing in Turkey and  around 80 bolted and trad routes are to be found there- some of them notorious classics. For more info, get the guidebook ‘Ballikayalar Tirmanis Rehberi’ by Dogan Palut, one of the most important figures in Turkish rock climbing. The routes are mostly sandbagged, ie the grades being lesser than they should be- and bolting not the best and you need to know the harder routes beforehand- difficult to on-sight really. But for a day of climbing Ballikayalar  should suffice!

On a lucky day with no big population of picnickers around, with my climber  friends Aykut Turem  and Erdinc Turna we went there, climbing a succession of trad and bolted routes. Notoriously difficult trad routes with little protection are the norm here. And burning on the forearms seems to be the norm here either.

Sure to go back there!

Bu yazı yorumlara kapalı.