30 Ağustos 2016

ELBİSTAN-NURHAK DAĞI KUZEY YÜZÜ ‘KAÇAK AVCI’ ROTASI İLK ÇIKIŞ

01 02 03 04 05 06 07 08 09 010 011 012 013 014 015 016 017 018 019 020

(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Burak Gürer, Murat Özbak)

Gaziantep’ten başlayan ve Maraş’ın dağlarına uzanan gezimizin ikinci kısmında, Elbistan’ın  Nurhak dağlarına gittik. Sevgili dostum Burak Gürer’in organizasyonu  ile,  Gaziantep Üniversitesi Dağcılık  kulübü üyeleri Soner Akıncı, Murat Özbak ve Kemal Doğan ile 5 kişilik ufak bir ekip olarak   ilerliyorduk.  Elbistan’lı dağcı   dostumuz Hakan Coşkun ile buluştuk; Hakan yerel dağ ekibinin lideri ve  bu bölgede, dağın kuzey duvarlarındaki  ilk teknik rota olan ‘Viyana’ rotasını açmıştı.  Hakan’ın değerli vaktini bize ayırarak  bizi dağın kuzeyine ulaşan en yakın nokta olan, 2100m’deki  Malaplar Yaylası/Deveçökerten Mevkii’ne  aracıyla bırakmasının ardından,  en önemli önceliğimiz olan ‘su bulma ve su olan yerde kamp atma’  konusunu ele aldık. Kamp yerimiz 2550m’lerde, yemyeşil bir  çimen yaması olan tek su kaynağında idi.  İşte yine hiç  bilmediğimiz, sadece birkaç fotodan  aşina olduğumuz bir yere geldik! Akşam olup gün batarken Nurhak’ın şahane gözüken kuzey duvarlarına bakarak, ertesi gün nereyi çıkmak gerektiğine karar vermeye çalışıyorduk. Kireçtaşından  duvarlar pembe gün batımında daha da kızarmışlardı..

Gece olup kamp  yerine döndüğümüzde traji-komik bir olay yaşadık; üç kaçak avcı bizi bu su kaynağından kaldırmak ve ertyesi sabah burada kekliklere pusu kurmak istiyordu!  Eli silahlı adamlarla tat kaçıran muhabbetler ardından ertesi gün çıkılacak rotanın adını koyduk..

Kapalı bir hava ve atan yağmur ile kampımızı terkettiğimiz 25 ağustos sabahında hala rota seçmemiştik. Ali gölü çanağının  solunda ve yukarısında kalan   geniş eski buzul çanağına da bakalım dedik ve rpotamızı buraya ter içinde çıktığımız 40 dakikanın ardından seçtik; çanağın  sol tarfındaki belden direkt başlayan baca ve devamındaki ayrık kuleye çıkan yüzler.. Bugün Ben, Burak ve Murat bu rotaya girerken, Soner ve Kemal de daha sağda başka bir güzergahı izlediler.  Giriş etabı oldukça çürük ve dik bir baca idi (geneli III+ bazen IV+, çürük ve ara emniyet kıt)  bacanın sağındaki sırtın yüzeyi boşluklu hamleler sundu (V)  ve ilk ip boyu böylece bitti.  Geneli III+  olarak tanımladığımız yarım ip boyu ile  vardığımız ufak bir çentik  bizi rotanın kilit  ip boyuna çıkarttı. Bu üçüncü ip boyu şahane bir slab yüzeyle başlıyor  (çok sağlam, ara emniyet iyi, zevkli etap IV+, V-) ve devamında biraz çürükleşen ve  vertikal olan yüzeyler, baca-çatlaklar ile (VI- derece, ara emniyet aralıklı olsa da iyi sayılır)   kulenin üst kısmına  ilerliyor. Bu zevkli etaplar ile dördüncü ip boyuna girdik ve  görece kolaylaşan ama çürükleşen  etaplar ile (III, III+)  kuleyi bitirdik. Bundan gerisi ipi toplayıp genelde II, bazen III derece  basit tırmanışla sırt ve zirve hattına çıkıştı. Nurhak geniş bir kütle, esas zirvesi (3080m civarı)  daha geride ve güneyde. İnişi uzun uzun yürüyerek batıdan, Ali Gölünün sırtlarına dolaşarak yaptık. Bu esnada, Soner ve Kemal de sağ tarafta V derece girişli, geneli III+ derece olan bir rota çıkmışlardı.

Yorum olarak, ‘Kaçak Avcı’ adını verdiğimiz  rota,  tıpkı Aladağlar’daki bazı rotalar misali, sağlam ve çürük etapları bünyesinde  birleştiren, toplamı 400m , teknik kısmı 210m  ve 5 ip boyu uzunlukta, III+, VI- dereceler arasında kaya tırmanışı içeren, manzaralı bir  tırmanış oldu..

 

Bu yazı yorumlara kapalı.