20 Ocak 2020

ERZURUM- PALANDÖKEN BUZ PARKINDA TIRMANIŞ, ANTRENMAN VE KIŞ FESTİVALİ

(Fotoğraflar:  Mustafa Tekin, Yıldırım Beyazıt Öztürk, Erdal Emeç, Kufi, M. Yasin Kurtuluş, Tunç Fındık)

Şaşırtıcı (mı) ama son iki buçuk ayım Erzurum’da geçti, alışılmışın dışında, Uzundere’de değil amma. Nerede derseniz eğer, Palandöken’de, Erzurum Belediyesi ve  Ejder 3200 kayak pistindeki yapay olarak yapılıp, şahane şekilde donan, Türkiye’nin işler durumdaki ilk ‘Yapay Buz Parkı’nda! Evet, Erzurum Alpin Outdoor’daki arkadaşlarımız Mustafa Tekin, Yıldırım Beyazıt Öztürk ve Erdal Emeç’in fikir geliştirmeleri, özverili çalışmaları ve Erzurum Belediyesi Ejder 3200’ün desteği ile bu eser oluştu ve burada kış festivali gerçekleşmesinin üzerine, bir de Türkiye’nin tarihinde ilk buz tırmanış yarışması, Türkiye Dağcılık Federasyonu bünyesinde gerçekleşti. Birçok kişiye hayal  gibi gelen, Türkiye için gerçeküstü olan bu mutlu  durum  artık bir realite ve önümüzdeki yıllarda daha da büyük gelişmeler olması beklentiler dahilinde.. Peki, ben bu sürece nasıl dahil oldum? Mustafa, Yıldırım ve Erdal’ın beni konuya dahil etmesiyle elbette. Sağolsunlar, zevkle, kasım ayı başından itibaren donmaya başlayan buz parkında kasım sonu- aralıktan beri  değişen buz koşullarını ve nihayetinde oluşan farklı zorluklardaki rotaları  değerlendirmekte  (yani tırmanmakta)  elimden geleni yaptım. Bu aylar içinde birkaçar defa  burada farklı zorluklarda, değişen buz koşullarında tırmanmak şansını yakaladım.

Bu yapay duvar aslında sadece suyun yönlendirmesi haricinde, başka diğer donmuş şelalelerden pek farklı değil; soğuk bir dağ ortamında (2300m) akar suyun (yakındaki yapay kar göletinin suyu) uygun bir diklikten akması ile (kepçeyle kazılmış kuzeye bakan bir kayalığın oluşturduğu duvara  beton püskürtülmesi) oluşmuş bir ‘buz parkı’, İngilizce deyimi ile ‘Ice Park’. Avrupa ve  Amerika’da birçok değişik örneği olan yapay buz parkı tarzı, Türkiye için bir ilk ve neredeyse  100m genişliği,  20m ‘ye varan uzunluğu ile birçok farklı tırmanış hattı barındırıyor. Gerek buz tırmanışına başlangıç ve eğitim, gerek antrenman yapmak, gerekse ‘zevk için tırmanış’ veya sezon başında buza alışmak açısından muhteşem bir imkan! Buz parkında farklı eğimlerde ve zorluklarda çok rota tırmanmak  imkanı var, vertikal boru ‘şandel’lerden, ufak negatifler ve göbekler geçilmesine, ince teknik buza kadar giden farklı zorluklarda teknik  etaplar, 40-50-60 derece eğimli buz yamaçlarına dek her tür tırmanıcıya hitap edecek rota bulmak ve günleri hatta  haftaları burada, son derece kolay ulaşılabilen (otellerden 600m) ve medeniyete yakın, lojistiği kolay  buz duvarında geçirmek mümkün! İster lider tırmanın, ister tepedeki sete istasyon kurup  üstten emniyet atın, herkese uygun ekmek var burada.  Kısacası, Erzurum ve ülkemiz için muhteşem bir fırsat. Normal olarak (bazı nadiren  bulunan  yola yakın şelaleler haricinde), doğal şelalelere ulaşım, tırmanış ve  çalışma açısından oldukça ekspertiz gerektiren ve koşulların doğru değerlendirilmesini şart kılan tehlikeli bir uğraştır. Üstelik doğal  bir şelalede birarada  tırmanış yapabilecek ekiplerin  sayısı çok sınırlıdır (rota sayısı sınırlıdır) . Bu yapay duvarda yanyana 50 ekip tırmansa yine de yer kalıyor.. Bu yapay duvarda tırmanış elbette çok dikkat gerektirse de, lojistiği ve ulaşılabilirliği (ve bir kaza durumunda ilkyardım ve müdahalenin yakınlığı) sayesinde muhteşem bir imkan.  Kısacası, ülkemiz dağcılığı için büyük atılım sağlayacak bir iş olmuş bu.

Belediyenin desteği ve Alpin Outdoor’daki dostlarımızın  ekspertizi ile  10-12 ocak 2020 tarihleri arasında gerçekleşen ‘kış şenliği’nde paramotorla  uçanlar, karda bisiklete binenler, kayak kayanlar, atlayıp zıplayarak yarışanlar haricinde en esaslı görüntü sanırım onlarca ekibin curcuna halinde buzda tırmanışı idi. Aslında Türk dağcılık ve tırmanış camiasının külli kısmı buradaydı ve  herkesin zevkle tırmanması ortak mevzu idi! Ve tüm bu  aktivite, her gün pistlerden kayan binlerce kayakçı ve snowbordcının gözü önünde. Velhasıl…

Doğu için sıradışı  ılık başlayan bu kışta bile (aralık sonu Kars ve Erzurum  ancak sıfır derecelerde idi ve o sırada hiçbir doğal şelale daha donmamıştı) iki aydır ardarda  buz tırmanarak kışa antrene şekilde girebildim. Bu da beni çok mutlu etti doğrusu.  Bu esnada tüm ekip olarak, Kars tarafında  farklı şelaleler (henüz donmamış olsalar da) keşfetmekten geri durmadık (onların hikayeleri yakında, donuyorlar şu sıra).

İşte böyle! Bu güzelliği bize getiren  Alpin Outdoor’dan dostlarımız Mustafa Tekin, Yıldırım Beyazıt Öztürk ve Erdal Emeç’e teşekkür borçluyuz.  Ve tümünün adını sayamayacağım, buz parkının  yapımında çalışan  tüm anonim işçilere, emekçilere, donmuş boruları geceyarısı açmakla uğraşanlara, bizi  buz parkına taşıyan  snowtrack sürücülerine, sahada emniyet sağlayan ve devamlı çay getiren  jandarma timlerindeki dostlarımıza sonsuz teşekkürler.. Elbette en büyük pay, Ejder 3200’e düşüyor;  bunun olması için  gelen fikri ve ekspertizi doğru değerlendirerek kaynak ayıran Erzurum Belediyesine tüm tırmanıcılar adına  çok teşekkürler. Birileri elini taşın altına koymasaydı, biz de böyle tırmanış yapamazdık..

Evet, doğal donmuş şelalelerinin yanısıra artık bir de yapay buz parkına da sahip olan  Erzurum, dağcılar açısından – benim için kesinlikle-daha da büyük bir destinasyon haline geldi, yakında oralarda tekrar buluşmak üzere, dostlarla ve dostlukla!

 

Bu yazı yorumlara kapalı.