2 Ekim 2017

GİRESUN- KOÇKAYASI TIRMANIŞ ALANINDA İLK ROTALAR

(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Doğan Palut, Kürşat Öztürk, Zekeriya Karakayalı)

Bu haftasonu, 29 eylül-1 ekim 2017 tarihlerinde Giresun’da bir kaya tırmanış bölgesi olma potansiyeli taşıyan  bir kayalıkta ilk rotaları açtık. Giresun’un Dereli ilçesi Belediye Başkanlığı ve Kaymakamlığı’nın nazik çağrısı ve bunun olmasına önayak olan arkadaşımız Zekeriya Karakayalı’nın  şahane desteği ile, ben Tunç Fındık, Doğan Palut ve Kürşat Öztürk’den oluşan çekirdek kadro takımımız (!) Giresun-Ordu havalimanına vardık..  Giresun’da kaya tırmanışı? Nerede diye soracaksınız haklı olarak. Koskoca Karadeniz bölgesinde tek bilinen kaya tırmanış alanı Trabzon-Doğankaya’dır ve aslında orası bile, potansiyeline karşın ciddi bir bölge durumunda değil henüz. Bunun dışında da (Kaçkar’daki alpin kaya  tırmanışlarını saymazsak) belirgin bir kaya bölgesi bugüne kadar  açılmış değil.  Hal böyle iken, bu davet üzerine Giresun’un yemyeşil  ormanlık, çayırlık doğasında gezerek kayalık alanları inceledik ve en ünlü yaylalardan olan  Kümbet yaylası (1800m) taraflarında geceledik. Aşağılarda da birçok kayalık, tırmanışa uygun yer vardı ama  en güzel, temiz  kayayı yaylada sisin bulut denizi şeklinde aşağıya oturduğu ilk sabah karşıda gördük: Koçkayası olarak tanımlı, uzun bir sırtın ucundaki bazalt yığını. Aslında her kaya  keşfinde olduğu gibi,  yakınına gidip görene, bakana kadar  kayanın şekli ve kalitesi belli olmaz. Ama şansımıza bu kayalıklar, harika bir yayla ortamında, muhteşem manzaralı bir  yerdeydi, adeta kartal yuvası. Ve de  bu kaya, yerlisi olduğum Ankara’nın Hüseyingazi kayalıklarındakindendi; çatlaklı, nitelikli, kahverengi-kızıl bazalt. Benim açımdan nostalji hissetmemek mümkün değildi..

Bölge koruma altında ve ‘Koçkayası Tabiat Parkı’ olarak biliniyor. Kümbet yaylasının 5 km kadar doğusundaki  ahşap Birun otelin yanından uzanan toprak araç yolu ile  20 dakika gidilince,  kısacık bir yürüme mesafesine kadar varılan  kayalıklar, 2050m irtifada ve uzun, çayırlık sırtların üzerinde ve güney tarafında bulunuyor. İlk rotaların olduğu en belirgin masif,  güney tarafta biraz sol aşağıda. Bu bölge, 17m kadar kısalıktan başlayıp 30-40m’lere kadar uzanan ve geniş bir zorluk yelpazesinde rota açılabilecek potansiyele sahip. Açtığımız rotalar çoklukla boltlu  ancak bir adet de geleneksel çatlak rotası açmayı ihmal etmedik; otlu ve yosunlu bir girişi olmasına karşın, genelinde Hüseyingazi’nin dik kahverengi kayalarını anımsatan bir  stili vardı; ‘Hüseyingazi’nin Çocukları’nı anımsatan  ve aslında Ankaralı dağcılara atfen bir isim verdim..

2050m yükseltideki  tırmanış alanı, tam  altındaki binlerce metrelik bir orman vadisine ve uzakta, batıdaki 3000 metrelik dağ sırtlarına bakan  geniş bir boşluk,  tırmanışa daima eşlik eden bir bulut denizi ve harika yeşilliği ile  görsel olarak muhteşem, aynı zamanda oldukça serin ve kuru havaya sahip; bu  bölgedeki en güneşli yerlerden ve iyi günlerde öğlene dek tamamen açık  hava oluyor, zira bulut ve sis bu bölgedeki  en büyük sorun ve her öğleden sonra yükselen bulut ile  kesif bir sis içinde tırmanılıyor. Güney yöne  bakışlı bu kayalıkta (yerellerin dediğine göre) yılın altı ayı tırmanmak mümkün olacak gibi gözüküyor. Koçkayasına ulaşım için araç lazım;  Giresun’dan araçla (normal binek araba ile) buraya bir saatte  varılabiliyor. Birun otele kadar asfalt yol geliyor, devamı  toprak dağ yolu ve ötede yayla olduğu için yol fena değil (zeminde kar olursa iş farklı olabilir elbette). Bu arada, yakında  kamp yapmak için kayaların tepesinde, araç bırakılan çimenli plato  yeterince uygun ancak çok yakında su yok, suyu yayla yolundaki bir kaynaktan taşımak gerekecektir.

Kaya genelde  temiz yapıda, otluluk ve yosunluluk şaşırtıcı derece minimalde. Dik yüzeyler ve yüzeyi bölen devamlı çatlaklardan oluşan kaya genel olarak  masif, dik yapıda, ancak her çatlak-baca hattında ve alpin kayada olduğu gibi zayıflıklarda gevşek bloklar bulunabiliyor. Tırmanıcılara uyarı; yeni açılan rotalarda lütfen gevşek olabilecek taş ve bloklara dikkat! Her ne kadar özenle temizlik yapsak da (özellikle bu kadar ısı farkı olan yerlerde)  sorun olabiliyor.

Böylece, Giresun AKUT ekibinin nazik  dostluğu, beraberliği ve araç sorumlumuz Zafer Aslım ile herşeyimizden sorumlu olan Zekeriya Karakayalı’nın  yardımları ile, iki günde altı yeni rota açtık. Bunlar aşağıdaki gibidir:

1-‘Kerassus’ 17m, VII-, 8 bolt, Tunç Fındık, 30 eylül 2017 (ilk rota)

2- ‘Çotanak’ 18m, VI, 8 bolt, Doğan Palut, 30 eylül 2017

3- ‘Sisteki Gorillaz’ 20m, VI+ 9 bolt, Doğan Palut, 30 eylül 2017

4- ‘Children of Bodom’ 22m, VI+, geleneksel, Tunç Fındık, 1 ekim 2017

5- ‘Çobankıran’ 22m, VI-, 9 bolt, Doğan Palut, 1 ekim 2017

6- ‘Hakan Güvenç Anısına’ 21m, VI, 9 bolt, Tunç Fındık, 1 ekim 2017

Son çıktığımız rotayı Giresunlu dağcı arkadaşımız Dr. Hakan Güvenç’i  düşünerek, onun için açtık ve onun adını vermeyi istedik; anısı tırmanışla yaşayacaktır.

Böylece bu harika  doğal güzellik içinde, yepyeni bir tırmanış  alanının ilk temelini atmış olduk. Hem yerel tırmanış sporcuları için bir  başlangıç, hem de Türkiye’nin bu konudaki doğal zenginliğinde bir adım daha atılmış oldu. Bizler  ise, bulutların üzerinde, hepberaber çalışarak, güzel bir ortamda harika çalışma günleri geçirmiş olduk. Şİmdi sırada buraya geri dönüp bu çalışmayı devam ettirmek var..

A very new beginning for Black Sea region of Northeastern Turkey, last weekend in 29th sept-1st october 2017, we started to make routes on Giresun’s famous Kümbet pasture-Koçkayası area. Beforehand, the only option of rock climbing (except the alpine rock climbing on the easterly Kackar range) was Trabzon’s Doğankaya area, which is a real treasure but still far from fully exploited despite the great climbing potential. So now, this can be a new start for the region, which would be  good for the local mountaineers and climbers.

With my friends Doğan Palut and Kürşat Öztürk, we were  kindly invited by the Municipality of Dereli (near Giresun) to reconnoitre the rock climbing potential in the field, with the kind help of our friend Zekeriya Karakayalı. For one day we looked around in lower altitudes for a suitable rock area but what we found were mostly too wet or grassy or the rock was chossy and broken. Until we saw what we deemed was very good, in Koçkayası Natural Preservation Area. Therefore, this  was the obvious place  for a potential rock garden, near the 1800m high, famous  Kumbet pasture, a biggish summer sttlement for the Giresun region. From far away, we saw  massive, steep looking and clean  rock outcrops and faces  on a green grassy ridge. Immediately after touching the rock, which was  a beautiful, fully featured brown-red basalt (reminding me  nostalgically of my local Ankara  crags of many years before), we started the  work; in two short days we have opened 5 bolted routes and a traditional crack climbing route. This area has a very good potential to fully develop into a  good rock climbing garden, with great views of a nice alpine  setting above a sea of clouds and green forest valleys. We shall be back for more!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı yorumlara kapalı.