İTALYA-LIGURE FINALE- CAPO NOLİ ‘IN SCIO BOLESOMME’ TRAVERSİ
(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Arec Arkadiusz, Arda Türegün, Gilberto Merlante)
Torino’nun dağlık kırsalında buz tırmanış koşullarının lodos rüzgarı nedeniyle hızla bozulması ve yüksek dağda çığ tehlikesi oluşması nedeniyle, İtalya’daki son üç günümüzü güneydoğusundaki kaya tırmanışı cenneti olan Finale Ligure’de tırmanarak değerlendirelim demiştik. Böylece iki araba dolusu adam Akdeniz (Ligurya denizi!) kıyısındaki bu kayalık ‘İtalyan Riviera’sına aktık. İyi de ettik çünkü burada hava muhteşemdi, iklim olarak neredeyse kışın Antalyanın güneşli günleri ile aynıydı. Ligure Finale zaten gerçek bir doğa sporları cenneti, sadece kaya tırmanışı için binlerce rota ve birçok rehber kitap var. Tabii ki bu bölgeyi iyi bilen ‘yerel’ dostumuz Gilberto burada değerli fikirleri ile bizi yönlendirdi. Ligure’de ilk tırmanış günümüz olan 23 ocak 2018’de Akdeniz kıyısında tırmanacaktık, ancak ben ısrarla çok ip boylu bir rota çıkmak istiyordum. Alışıldık, konvansiyonel bir çok ipli duvar yerine, Gilberto bize Cape Noli adlı kayalık yarların olduğu kıyı şeridinde 400m (9 ip boyu) uzunlukta, geneli boltlu olup 6a (UIAA VI+/ VII- derece) zorluğunda geçişleri olan bir kaya tırmanış travers rotası önerdi ve kesinlikle ‘çok eğleneceğimi’ söyledi. 400m yan geçiş, kayada, ve iple? İş bitince sanırım yengeç gibi yan yan gezecektik! O an pek de anlayamadım ama kabul ettim. Bu traversi Polonyalı arkadaşım Arek Arkadiusz’un artçı olarak bana eşlik etmesiyle yapacaktık. Benim için şaşırtıcı bir durum, çünkü bir uçurumu hep tepesine varmak için tırmanmaya alışıktım ama şimdi bir uçurumu enine geçecektim!
İsmi ‘In Scio Bolesomme’ olan bu rota, aynı adla anılan anılan boltlu spor sektörden başlayıp 40-50m yükseklikte ve tepesinden Spotorno-Varigotti yerleşimlerini bağlayan Via Aurelia karayolu geçen deniz yarını 400m kadar boydan boya, soldan sağa geçiyor. Geneli V+, VI+ derece (5c) olup, birkaç ip boyunda VI+/ VII- (6a) derecesinde etaplar sunuyor ve bazen denizden 20m, bazen 4-5m yüksekte tırmanılıyor, artçının işi de lider kadar zor ve boşluklu çünkü tırmanışta bazen aşağıya tırmanarak zor yan geçişler yapmak gerekiyor. Ara emniyet iyi ancak çoğu bolt bazen paslı (tabii ki, burası deniz kıyısı, bu nedenle korozyon muazzam boyutta) ve aralıklarla eski sikkeler de var, bu traverste bol miktarda uzun perlonbantın yanısıra küçük bir set takoz ve friend seti taşımak iyi oluyor. Öncelikle 35m kadar rota başlangıcındaki sete inişin ardından boltlu istasyon ve boltlu ara emniyet içeren etaplar şu şekilde: 1.ip boyu: VI+/VII- 50m 2.ip boyu: VI+ VII- 35m 3.ip boyu: VI-/ VI+ 35m 4.ip boyu: VI+/ V+ 60m 5.ip boyu: VII-/ V+ 45m 6.ip boyu: VI+/V 50m 7.ip boyu: VI+/V+ 50m 8.ip boyu: V/ VI- 35m 9.ip boyu ise geleneksel tarzda, yola çıkış için dikey tırmanışla yapılıyor; V / V+ 25m
Velhasıl, karayolu kıyısındaki yardan aşağı iple inerek traversin başlangıcına ulaştık. Rota gerçekten bir acayip gözüküyordu, travers bir negatif burunun ardında kayboluyordu, kaya sarı rengi ile güven sunmuyordu ve benim nazarımda eciş bücüş bir yere girecektik sanki. Bu tereddütlerle bizimkileri orada spor tırmanışa bırakarak, ilk ip boyuna başladım. Dakka bir gol bir, ilk ip boyu son kısmında kilit: bir negatifin altında VI+/ VII- derecelik etap, üstelik de alçalarak yan geçişli! Ancak tırmanış, tüm aldatıcılığına karşın harika sürtünme sağlayan beton gibi yapıda, sarı-gri renkli, denizin aşındırdığı gözenekli kireçtaşındaydı ve çok zevkliydi. Çivit mavisi rengi ile, sabah olduğu için göl kadar durgun olan Akdeniz’in hemen üzerinde kendimi kaybetmemi sağlayacak kadar zevkli bir rotaymış meğerse bu. Böylece ip boyu ip boyunu izledi, bazı istasyonlar dik duvarda tam askı istasyonu idi, ipi denize kavuşturmamak için biraz olsun dikkat gerekti. Toplam 8 ip boyu ve neredeyse 4 saat sonra artık rotanın bittiği yere geldiğimizi yukarıdaki karayolundan bize seslenen Gilberto sayesinde anladım. Artık öğleden sonranın kabaran dalgaları ile çırpınan masmavi Akdenizi giderek aşağılarda bırakarak, bir ip boyundan az geleneksel tırmanışla dik çıkarak karayolunun kıyısına ulaştım ve istasyon kurdum. Absürd bir vaziyet: çok değil onbeş adım yanımdaki asfalt yolda tırlar, kamyonlar ve arabalar vızır vızır geçiyor, ben ise bir babadan doladığım perlonbanttan Arek’in emniyetini alıyorum!
Kısacası, alışık olduğumuz çok ip boylu tırmanışlardan farklı, büyüleyici bir deniz ortamda (daha doğrusu tam kaya ve denizin arasında) ve sağlam kayada zevkli bir rota oldu, itiraf etmeliyim ki hiç beklemediğim kadar eğlendim. Zaten bu rota buraya has bir klasik tırmanış durumundaymış; çok tekrar gören bir tırmanış oluğu belli. Havanın güneşli ve kış günü sıcaklığında olması da bu Akdeniz’e has günü şüphesiz büyüleyici kılmıştı. Gilberto bu tırmanışın yazın sıcaktan dolayı (tıpkı Antalya gibi) yapılamadığını, en iyi zamanın güneşli bir kış günü olduğunu belirtmişti. Şimdi sırada Finale Ligure’ye has sağlam kireçtaşı duvarlardan birinde tırmanış vardı…
In Ligure Finale, the route ”In Scio Bolesomme’ is a fascinating traverse of a sea cliff 400m and 9 pitches long, with a grading of max. 6a+ (VII- UIAA). The traverse follows the side of the sea cliff almost 50m high, and sometimes it nears the water by 4-5m and other times above the sea around 15-20m. The route is normally bolted, but of course one should be careful with bolts, especially in this corrosive sea environment. We were lucky because the weather was calm & sunny in this beautiful Mediterranean day, and it was balmy hot for climbing. With my Polish friend Arek Arkadiusz as my second, we started the traverse to emerge at the end after a hilarious 3.5 hours of traversing on sea-washed perfect limestone, sometimes quite exposed.. I must confess that the views and the nature of climbing made me dizzy with joy.
Bu yazı yorumlara kapalı.