KAÇKAR DAĞLARI- KEMERLİ KAÇKAR DAĞI (3562m) TIRMANIŞI
(Fotoğraflar: Tunç Fındık, topo fotoğrafları: Yılmaz Seferoğlu / kackar.org)
Kasım ayı ortalarında Trabzondan cerrah dostum Dr. Serdar Topaloğlu ile Doğu Karadeniz’in Kaçkar Dağlarındaki (Bulut Dağları olarak da bilinen) Kemerli Kaçkar Masifine gidelim dedik. Hava durumu neredeyse bir hafta boyunca temiz ve tırmanışa elverişli gözüküyordu. Tam kış olmayan ama hiç yaz da olmayan bu değişik zaman dilininde birkaç antrenman çıkışı yapalım diyerekten yola çıktık ve Serdar’ın beni Trabzon havalimanından toplamasıyla maceramız başladı. Aynı günün gecesi Ayder’de Kardelen Pansiyonda, Nadir Abi’nin muhabbeti eşliğinde geceledik ve ertesi sabah, 16 kasım gününde erkenden Avusor yaylasına doğru araçla yola çıktık. Önceki hafta ‘Donmuş Avusor Gölüne Girme Şenliği’ yapılmış olduğu için yol açıktı (zaten aşağılarda kar yoktu ama yol bozuk değildi yaz kadar) ve neredeyse 35 dakikada, şahane güneşli ama ayaz soğuk bir sabahta (kış sabahı demeye dilim varmadı) 2500 metrelerdeki Avusor yaylasına çıktık. Yaza inat, tamamen terkedilmiş ve insansız bir metruk yapılar topluluğu idi burası- gölgelerde sert kar, güneşlerde sararmış donuk çimenleriyle. Vardığımız anda hızlıca toparlanıp hemen Kemerli Kaçkar Dağına tırmanış için yola düştük, ilk güneşle beraber.
Kemerli Kaçkar, bu adla da anılan masifin en yüksek dağıdır ve yüksekliği de 3562m’dir. Uzun süre Kemerli Kaçkar mı yoksa Kuşaklı Kaçkar mı adı bu dağın diye düşünmüş ve soruşturmuştum, ama aslında iki isim de aynı yere çıkıyordu: Kemerli Kaçkar diye analım dedik herkesin de daha çok tanıdığı ismiyle. Velhasıl dağ şimdi önümüzde, bu açık günde tamamen kar kaplı bir kaya yığını olarak yükseliyordu. İlk işimiz yarım saatte, göle girme sevdalılarının açtığı beton gibi izden yükselererek 2600m’deki Avusor gölüne varmak oldu. Kesilmiş beton gibi kare şekilli, kalın buz blokları olmasa, burada göl olduğu zor anlaşılırdı kar örtüsü altında. Gölün ardından içine girdiğimiz ve bizi dağın batı yüzündeki geniş çanağa çıkartacak kulvarda bazen dize kadar batsak da, geneli pek kötü olmayan karda 3000m’lere kadar hızlıca, krampon takmaya çok gerek kalmadan yükseldik. Geç saat yola çıkmamıza karşın hava dengeliydi ve Kaçkar’ın alışık olduğumuz sis-bulut örtüsünden eser yoktu. Sessiz, güneşli bir dağ günü hüküm sürmekteydi.. Öğleden sonranın ilk saatleri sıcaklık açısından bunaltıcı olmaya yüz tutmuştu bile.
Dağın batı yüzü çanağının kıyısından Serdar ile rotaya baktık, ortam biraz karışıktı… kulvarlar, kuleler, kayalıklar. Krampon takmamız gerekiyordu artık çünkü sonbaharın sert karı burada iyice buza kesmişti. En sonunda kararımız, bu çanağın kabaca sol tarafındaki kar ve kayalık bloklar arasından kuzey kulesinin tabanına yükselmek oldu. Burada Serdar, yoğun çalışma hayatının dağ performansına olumsuz etkisinden dem vurarak, devam etmeyip burada beklemek istediğini söyledi ve bana zirveye gitmemi tembihledi. Öğleden sonra olmasına karşın hava halen çok iyiydi; ben de kısa süreceğini düşünerek tek başıma yola düştüm. Bir kaya bloğunu ortadan kesen derin karlı kulvarı geçerek tepedeki kulenin tabanındaki geniş sette sağlı, uzun bir yan geçişle, kayalar arasında sert kardan kramponlayarak dağın ana zirvesine çıkan belirgin kulvarı buldum ve kazma-krampon, 200m kadar bu kulvarda tırmanışla (40 derece kar-buz, M2 miks) Kemerli Kaçkar’ın zirvesine çıktım. Saat 14.40 gibiydi ve gün batıya yatmıştı bile, çok güzel bir ışık vardı- öğleden sonranın sarı ışığı dağı yıkıyordu- doğu ve kuzeyler gölge ve karanlık, batılar pırıl pırıl ışıkta. Bu mini alpin tırmanış bana yüksek dağlardaki tırmanışlarımı anımsattı nedense, belki de aynı gün neredeyse deniz seviyesinden 3600m’lere gitmenin nefes nefeseliği mi bunu anımsattı? Herneyse.. muhteşem bir Kaçkar zirve günüydü, hava adeta Aladağlar kadar kuru ve görüş bir iki ufak bulut dışında tamamen açıktı. Kuzeydoğuda Altıparmak’ın kayalık masifi, batıda Kaçkar masifinin kalın gölgesi, her yer kış gibi kar altında.. Bayrağımız, zirvedeki metal direkte üst bağı kopmuş durumdaydı ve onu tamir ettim. Ardından birkaç fotoğraf, biraz manzara seyretmek, termostan bir yudum çay ve Serdar’ı çok bekletemek için iniş zamanı.
Akşam ayazı mor-mavi gölgelerle geldiğinde Avusor gölüne inmiştik. Karanlık bastığında soğuk, donmuş yaytaya inmiştik ve ertesi gün ne yapacağımıza karar vermemiştik henüz.
Yorum olarak, özellikle böyle iyi karlı ve havanın iyi olduğu koşullarda zevkli, hiç sıkıcı olmayan ve manzaralı bir klasik rota.
Kemerli Kackar Peak (3562m), one of the loftier summits of the Turkish Pontic Alps of Northeastern region, is a well-known and certainly popular classic alpine climb of this area. The highest peak of the Bulut mountain massif, this rocky peak is approached from the north (Black Sea) side, following Rize/Pazar-Camlihemsin-Ayder motor route and the furthest place for the vehicles to reach is the high pasture of Avusor at 2500m, the last part from Ayder being a jeep-track. This time in Kackar mountains it was neither full winter nor a summer climb, nevertheless it was cold and there was more than abundant deep powder snow on the northern slopes. With my friend Serdar Topaloğlu, we started late in the morning from the pasture of Avusor, and the athmospheric conditions were unusually stable for the short autumn day, with the accompanying high pressure front. From the frozen lake of Avusor (2600m) we took on an easy but sometimes knee-deep powder snow filled gully to gain the western cwm of the mountain, where the standart route takes on the left edge of the wide west face in a steepish gully between rock spurs and pinnacles. Somehow the route looked complex but once we entered the wide face from the left, I was able to pick up a traverse route connecting to the main summit, between rock spurs and ice&snow gullies. At that point, Serdar declared he was too exhausted to continue in snow so he waited for me patiently where he stood at 3200m altitude. Alone now, I continued with ice tool & crampons to ascend the summit ice gully for 200 meters more altitude and the rocky, snow crested summit of Kemerli I finally achieved in the afternoon by 14.30 hours. Snow and ice cover makes this climb an exactly worthwhile classical ascent, with great views of the Kackar range to the west and east. Total altitude gain frm the pasture of Avusor is 1100m.
Bu yazı yorumlara kapalı.