MÖNCH(4099 m.) İSVİÇRE ALPLERİ 2003
2003 yılının sonbaharında tırmanış arkadaşım Doğan Palut ile, aralarında Eiger Dağı kuzey duvarı da bulunan bir dizi teknik tırmanış için İsviçre Alplerinin kalbi sayılabilecek Bernese Oberland bölgesine seyahat ettik. Yukarıdaki temsili çizimde Bernese Oberland bölgesindeki bazı önemli dağların konumlarını görüyorsunuz. Son derece pahalı ve oldukça da konforlu bir turizm aracı olan Jungfraujoch demiryolu ile 3450 metreye, Alplerin en uzun buzulu olan (24 km!) Aletsch Buzulu üzerine çıkmak gerçekten kısa sürüyor. Bu yolculuk imkanı sayesindedir ki, bu vahşi zirvelerin ve buzulların arasına ulaşım son derece kolaylaşmış. Kleine Scheidegg yerleşiminden çektiğim bu resimde, 4099 metre yükseklikteki Mönch Dağı’nın kuzey tarafı ve buzulları görülmekte. Mönch Dağı’nın tırmanmayı plandığımız güney buz rotasının tabanından manzarası. 450 metre kadar yükseklikteki bu rota D (difficile/ zor) derecesinde ve ortalama 55-60 derece eğimde, bazı kısa etaplarda daha dik buz tırmanışı içeriyor. Aletsch buzulu üzerinde, 3600 metredeki kampımız. Ancak, hava çok fırtınalı ve rüzgarlı olduğundan, zaten son derece zor kurduğumuz yazlık çadırımız parçalanmak üzereydi ve biz de yaklaşık bir kilometre uzaktaki Mönchjoch dağevinde gecelemeye karar vererek kampımızı taşıdık. Fakat dağevi pahalı olduğu gibi, içeride kendi yemeğinizi pişirmeniz de yasaktı (onun yerine yemeği satın almamız isteniyordu- buradaki turizm sisteminin bir kazığı denilebilir!) ve biz de kar eritip yemek yapma işini dışarıda, berbat bir tipide ve eksi derecede soğukta halletmek zorundaydık. Sonraki günlerde dağevine gelen kalabalığı da ekleyince, burası Doğan ve benim için tam bir işkence oldu.. 13 eylül sabahı çok sert bir fırtınaya ve aşırı soğuk bir havaya uyandık. Soğuk nedeniyle Mönch Dağının güney buz rotasını – kuzey rüzgarından biraz daha korunaklı olur diye- tırmanmaya karar verdik ve bu amaçla buzul üzerinden rotaya girdik. Artık üzeri taze kar kaplı bir buzulun üzerindeydik ve çatlaklara düşmeye karşı ipe bağlı, aramızda mesafe ile ilerliyorduk..
Rotanın girişinde oldukça sağlam gözüken, sert ve masmavi buz tırmanış etapları vardı ama esas sorun, çatlak ve buz duvarları arasında doğru tırmanış rotasını bulabilmekti.. Ara emniyet ve istasyon olarak buz vidalarını kullanarak, görece güvenle tırmanıyorduk.
Tırmanışta Tunç ve Doğan. Yaklaşık 12 ip boyu kadar tırmandıktan sonra artık rotanın sonuna gelmiştik ve zirve sırtına ulaşan son serak bandının tabanına varmıştık ki, kar iyice batmaya başladı. Ben buz vidasından ve kazmadan oluşan askı istasyonuna bağlıydım ve Doğan da buzda çift aletle lider gidiyordu; benden 20 metre kadar yüksekteydi ve ara emniyet olarak bir buz vidası atmıştı. Birden müthiş bir gümbürtü ile tüm buz yüzü çökmeye başladı, bir çığ düşürmüştük! Neyse ki ara emniyet ve istasyondaki buz vidalarımız çok iyiydi de zararsız kurtulduk; ancak Doğan, ip onu tutana kadar çığ ile beraber 40 metre kadar sürüklenmiş ve bu esnada diziyle ayak bileğini incitmişti. Bende hasar yoktu; önümüzde tek olasılık zirveye devam edip nisbeten kolay olan klasik rotadan inmekti.. Bu resimde Doğan dik buz üzerinde sırta travers atarken görülüyor; koparttığımız çığın kırık hattı onun hemen üzerinde. Arkada bölgenin en tanınmış zirvelerinden olan 4158 metrelik Jungfrau zirvesinin manzarasıyla sırta doğru tırmanış.. Bu fotoğrafta, kırılan kar tabakasının artığı ve kırık hattı daha net gözükmekte. Buz duvarı bitti; artık zirve sırtındayız. Ancak yüzün korumasından çıktığımız için sert esen kuzey rüzgarına ve fırtınaya tamamen açığız; her yandan yükselen gri bulutlarla yarışarak zirveye bir an önce varmak istiyoruz! Üstelik bu sırt üzerinde tehlikeli, altı boş kornişler veya gizli buzul yarıkları olabilir kuşkusuyla, yine aramızda iple ve mesafeli olarak yürüyoruz. Sis ve bulut bizi kaçınılmaz olarak yakalıyor.. Zirve! Mönch’ün 4099 metrelik zirvesinde iki arkadaş; Tunç ve Doğan.. Tırmanış rota tabanından itibaren 6 saat kadar sürdü; böylece bu dağın güney buz rotasının ilk Türk tırmanışını gerçekleştirmiştik. Neyse ki zirvede durduğumuz beş dakika içinde bulutlar ve sis bize izin verdiler! İniş için acele etmemiz gerek çünkü fırtına geliyor ve dağevine uzun, dik ve teknik sayılabilecek bir iniş var.. Alp deneyimlerimizden birisi de, inişin daima belli bir risk taşıdığı yönündeydi; rotayı bitirmiş olmak, sağ salim inmeye yeterli olmayabiliyordu. Mönch Dağı’nın klasik rotası olan Güneydoğu sırtından iniyorduk ve rota PD (Peu Difficile/ biraz zor) derecesinde.. İniş tahminlerimizin ötesinde sinir bozucuydu. Sis içinde her yanı dipsiz buz uçurumları olan sırat köprülerinde (!) kazmalar ve buz vidalarıyla emniyet alarak, ip boyu ip boyu ilerliyorduk ve aksi gibi, Doğan’ın incinen bacağı da onu gittikçe zorluyordu; ancak arkadaşım büyük bir direnç göstererek yola devam ediyordu.. Sonunda hava kararırken dağevine varabildik ve hakettiğimiz dinlenmeyle yemeğe kavuştuk. Tırmandığımız buz rotasının klasik rota sırtından görünümü. Ertesi gün Grindelwald’deki kampinge indik. Bu fotoğrafta, arka planda Eiger dağının binlerce metre buz şelalesi ve toz kar ile kaplanmış kuzey duvarı gözüküyor. Ancak o gün bize düşen tek hareket vardı; arkadaşımın bacağı yüzünden tırmanamayacak durumda olması ve benim de onu asla bırakmayacak olmam dolayısıyla yurda geri dönmek.. Alpler bizi bekleyecekti ve nasılsa bir ara geri dönecektik; daha yapacak çok iş vardı! |
Bu yazı yorumlara kapalı.