17 Ağustos 2022

NANGA PARBAT DAĞI (8126m) TIRMANIŞINDA ZİRVE YOK!

(Fotoğraflar: Tunç Fındık)

Sevgili arkadaşlarım ve destekçilerim!

Haziran ayının başında benim için son 8000 metrelik dağ  olan Nanga Parbat (8126m) için Pakistan’a hareket ettim. Ancak birçok üstüste gelen sorun nedeniyle bu tırmanışta zirveye ulaşmak mümkün olmadı. Bir dağcı için zirveye çıkmak ne kadar güzel ve keyifli ise, zirve olmadan evine dönmek de aslında o kadar kederlidir ancak yine söylemem gerekiyor ki, eve sağ dönmek en önemlisidir. 

Nanga Parbat’ta tırmanış sezonunun  bu bölgede etkili olan muson yağışları  nedeniyle Karakurum veya Nepal’deki dağlara göre oldukça kısadır. Biz de Pakistan hükümetinin (tarihte ilk defa) tırmanış izinleri ve vizelerini işgüzarca  çok geç vermesi nedeniyle zaten iki hafta kadar geç başlamış  olduk (bu arada bazı başka ekiplerin vizeleri vardı ve iki hafta önce oradalardı!) Bu gecikmeye ek olarak, ana kampa vardığımızın günün ertesinde  bir hafta süren ve bir metreden çok taze kar bırakan kötü hava koşulu gelişti. Bu hava ardından tipik olarak çığların düşmesini beklememiz gerekti ve 4000 metredeki ana kamptan yakındaki (görece az riskli olan) Ganallo Peak güneyinde 5000 metrelerde kamp  kurarak yükseğe uyum sağladım. Oluşan uygun koşullarda ana kamptan doğrudan 2.kampa tırmanarak 6150 metrede birkaç gün yattım ve  neredeyse 7000 metrelere kadar tırmanarak yükseğe uyum programımı bitirdim. Bu zaman dilimi sırasında baharda Nepal’de  çıktıkları başka 8000 metrelik dağlardan doğrudan gelen ve onlarca Sherpanın hamallığını  ve  kişibaşı onlarca tüp oksijen kullandıkları için yükseğe uyuma gereksinim duymayan   bazı  ticari ‘müşteri’ ekipler zirveye hızla ulaşmayı başardılar (bu konuda söylenecek çok şey var, bu iş turizmden endüstriye dönmüş halde). Biz de ana kampta kısa bir dinlenme ardından  benim gibi oksijen ve sherpa desteği kullanmayan diğer bazı arkadaşlarımla beraber (sempatik bir grup olan İtalyan ve Arjantinliler) zirve tırmanışı için yola çıktık. Ancak hava artık tamamen değişmişti. 5000 ve 6000 metrede yağmur yağıyordu ve tırmanacağımız dik buz yüzleri ve kayalık duvarlar, çığ riski  ve taş düşmesi açısından riskli hale geldiler. Musonun gelmesiyle beraber ısı bir anda korkunç derecede artınca, dağ adeta  üzerimize yıkılacak hale geldi. İtalyan dostum Marco Confortola ile (ki o da 12 sefer  8000 metrelik dağa çıkmıştır) tırmanışı bu noktada  sonlandırma kararı aldık ve 49 derece ısıda İslamabad’a geri döndük. Neyse tabii, dağ hep orada,  başka zaman geri döner ve uygun şekilde zirveye gideriz belki. Ama bu benim için  gayet üzücü ve can sıkıcı bir durumdu. Biz, yani benim gibi sporcular Türkiye’de bu tür bir tırmanış için her seferinde büyük zorlukla destek bulabiliyoruz ve belki de bir sonraki sefer olmayacak.. Tek mutlu edici  tesellilerim,  benim elimden geleni yapmış olmam, Nanga Parbat gibi muazzam bir dağın üzerinde, (hep tek başıma olarak)  son derece etkin hareket edebilmem  ve bu tırmanışın gerçekleşmeme sebebinin benimle ilgili nedenlerden dolayı olmamasıdır. Dağlarda zor ve karmaşık durumlarda doğru karar almanın değerine her zaman inandım. Bu nedenle 25 adet 8000 metrelik dağdan ve 15’den çok 7000 metrelik dağ seferinden, zirveli veya zirvesiz olsun,  evime sağ ve sağlıklı dönebildiğimi biliyorum. Nanga Parbat olsun olmasın, hayat benim için kaya ve buzda tırmanışla devam edecek.

Bu tırmanışın esas sponsoru olan Parkolay Otomatik Otopark Sistemleri’ne  nazik destekleri sonsuz teşekkürler. Bana  malzeme, ürün ve hizmet  desteği veren tüm dostlarımla beraber bu tırmanışa gittik ve geldik, hepsine  teşekkürler!

Saygılarımla ve dağlarda tekrar buluşmak üzere…

 

 

 

Bu yazı yorumlara kapalı.