PESNY ABAY(5000 m.) TİEN SHAN, KIRGIZİSTAN 1994
1994 ağustos ayında Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun düzenlediği Khan Tengri Dağı tırmanışı için Kırgızistan’a gitmiştik. Ama faaliyet süresinin kısalığı (15 gün), hava durumunun hiç iyi gitmemesi ve bariz ekip uyumsuzlukları -kısaca kötü organizasyon- nedeniyle o seferde Khan Tengri’ye tırmanılamamıştı, kısmet 1996 yılınaymış! Son derece ilginç ve çok da uyumsuz bir ekip olarak gitmiştik Kırgızistan’a, burada soldan sağa ekip görülüyor: Ertuğrul Melikoğlu, ben, Engin Külahoğlu, rahmetli Tayfun Tercan (o zamanki dağcılık federasyonu başkanı), Seyhan Çamlıgüney, Rus rehber, Erdem Tuç ve Alaattin Karaca (bugünkü federasyon başkanımız). Kamyonla gittiğimiz Çin – Kırgız sınırında, 2600 metredeki Maydadir kampından basit bir yürüyüşle hemen arkadaki 4200 metrelik isimsiz dağa çıkmıştık. Burada bu günübirlik çıkıştan bir manzara görüyorsunuz.. Helikopterle ulaştığımız 4200 metredeki Khan Tengri Dağı’nın Kırgız ana kampından, arkada 7000 metrelik Batı Pobeda (Vasha Pshavela zirvesi), 5200 metredeki Pass Diki ve Pobeda’nın kuzeybatı omzu ile uçan bir helikopter.. Başarısız tırmanış girişimi sırasında, 4300 metredeki ‘Shubin’s Stop’ olarak bilinen ileri kampta Ertuğrul ile beraber bir fotoğrafımız. Burada ilk gün çadırımızı kurmak yerine, oradaki eski baraka yıkıntısını tamir ederek içine girdik. Sonraki günlerde hava bozuk devam edip, buzul üzerine bile yarım metre kar yağınca tırmanışı terkettik ve ana kampa döndük.. 4200 metredeki ana kamptan Peak Pesny Abay’ın görünümü. Arka plandaki 6000-7000 metrelik zirveler yanında hiçbir özelliği olmayan bu tür 5000 metrelik zirveler, ancak büyük dağlarda hava bozuk gidip ana kampa mahkum olununca değer kazanıyorlar.. Peak Pesny Abay, Güney İnelçek buzulu’nun güneyinde, kampımızın çapraz karşısında yükselen 5000 metrelik bir zirveydi ve Khan Tengri Dağı’na tırmanmak için hiç ümidimiz kalmayınca en azından bu zirveye çıkmaya karar verdik. Ne de olsa, o zamanlar Türkiye’de Ağrı Dağı tırmanışa açık değildi ve isteyince gidebileceğimiz 5000 metrelik bir dağımız bile yoktu.. Bu resimde bize bakan keskin sırt dağın kuzeydoğu sırtıdır ve biz de bu rotayı tırmanmıştık. 7 ağustos sabahı güneş doğarken üç kişi yola çıktık: ben, Ertuğrul ve Alaattin Hoca. Sabah sisi kalkmamıştı henüz, 60 kusür kilometrelik Güney İnelçek Buzulunun üzerindeki inişli çıkışlı buz tepeleri ve buzultaş yamaçları arasından dağa doğru yol almaya başladık. Bu arada, Ertuğrul’un önerisiyle Alaattin Hoca’dan ayrıldık ve iki kişi kaldık. Güney İnelçek ve Proletarian Tourist buzulları’nın kavşak yapıp birleştiği yerde arazi son derece engebeli bir hal aldı. Sık sık karşımıza çıkan derin buzul dereleri ve kısa buz yamaçlarıyla yolumuz kesiliyordu ve bunları buz üzerinden tırmanarak aşıyorduk. Özellikle içinden dere akan, üzeri ince köprülü bir buzul çatlağı bizi oldukça uğraştırmıştı. Ama sonunda, sabahın erken saatlerinde rotanın tabanına varmıştık. Batı Pobeda Dağı’ndan düşen bir çığ. Homurtusu dakikalarca süren ve 7000 metrelerden buzula inip kilometrelerce sürüklenen kar bulutu görülmeye değer (ve altında olunmaması gereken!) bir manzaraydı.. Rotamızın aşağı kısmı dik ama kolay fakat çok çürük kayalarda tırmanıştan ibaretti. Kaya yapısı ‘dokuz kat tat’ adıyla bilinen gofreti anımsatıyordu! Neyse ki rota iple emniyet almayı gerektirecek kadar zor değildi, çünkü bu çürüklükte emniyet almaya çalışmak da mesele olacaktı. Bir kaç kısa dik etabı kendimize güvenerek tırmanıp geçtik. Kayalık etabın sonunda zirvenin karlı omzuna vardık, artık önümüzde üzeri batak kar kaplı bir sırt etabı vardı ve kıvrılarak giden bu sırt sistemi zirveye ulaşıyordu. İşin kötüsü, tırmandığımız kuzeydoğu sırtının üzerini boydan boya kapatan koca bir balkonlar silsilesinin altından zirveye kadar ayrılamadık. Bu resimde 4800 metrede tırmanıştan bir manzara görülüyor. Sırtın biraz daha yukarısında, dağın sol tarafındaki – güneydoğusundaki- çarşaklı araziden tırmanmış olan Alaattin Hoca ile rastlaştık ve zirveye kadar beraber çıktık. Bu resimde zirvenin kuzeydoğu sırtındaki büyücek balkonlar ve Güney İnelçek buzulu’nun bir kısmı altımızda uzanıyor.. Peak Pesny Abay’ın zirvesindeyim. Zirvede, 2 metre daha uzanan balkonun üzerine çıkmak erkekliğini hiçbirimiz yapmadık! 5000 metrede dinleniyoruz…. Taşıdığımız benzin ocağı ve tencere sayesinde biraz çay pişirdik, ama kirli Rus benzini ocağımızı tıkayınca bu keyif de kısa sürdü.. Resimde Pesny Abay’ın zirvesinde dinlenen Ertuğrul ve Alaattin Hoca görülüyorlar. Şansımıza, hava kapatmış olsa da iyi gitmeye devam ediyordu- en azından yağış yoktu. Zirveden , hemen güneyimizde yeralan ve ‘Süpermenler Serisi’ olarak bilinen 5000 metrelik üç dağ görülüyor. Ortadaki zirve olan Peak Olympia’da o seneki ‘UİAA Dağcılık Federasyonları Başkanlar Tırmanışı’ yapılmaktaydı. Pesny Abay’ın zirvesinde 50 dakika kadar durduktan sonra, klasik rota olan güneydoğu yüzündeki çarşaktan inmeye başladık ve ancak hava karardıktan sonra, sulusepken bir kar yağışı altında ana kampa dönebildik. Türkiye’ye dönmeden önce, ana kamptaki son günlerden. Hemen her günkü üzere, yerde taze kar var ve ekip olarak oldukça sıkılmışız, burada soldan sağa :Alaattin Hoca, Ertuğrul, Barbara (kampın mutfak ekibinden), Engin, ben ve Seyhan neşeli bir anda görülüyoruz.. Khan Tengri ana kampında arkadaş olduğum Kanada ekibi ile çekilmiş bir resim. Kanadalı bu kızlar, yaşlı bir dağcı olan babaları ile Moskova üzerinden buraya trenle seyahat etmiş ve buzul üzerinde yürüyüş yapıyorlardı. Soldan sağa: Debbie, Rus rehber Sacha, Jennifer ve ben . Maydadir’e dönüş yolunda hıncahınç dolu olan Rus Mil-17 helikopterinin içinden manzara: 6000 metrelik bir dağ olan Peak Kirov’un ana kampında, helikopterin rüzgarından kaçınmaya çalışan dağcılar. Böylece bir Tien Shan seferi de sona eriyordu! Bir de şu helikopter düşmeden gideceği yere varabilse:) |
Bu yazı yorumlara kapalı.