VAN-TOPRAKKALE TIRMANIŞ BÖLGESİ-VAN’DA İLK KAYA TIRMANIŞ ROTALARI
(Fotoğraflar: Mustafa Bingöl, İsmail Demir, Tunç Fındık)
Van gölünü çevreleyen havzadaki dağların çoğu, çok da iyi tırmanış imkanı vermeyen bazalt ve volkanik kayadan oluşuyor ancak Van, kaliteli ve tırmanışa uygun kireçtaşının bol olduğu bir ilimiz. Bölgedeki bu kireçtaşında tırmanış potansiyeli daha tanımlanmamış ve bölgede sportif olsun, geleneksel olsun bir tırmanış bahçesi henüz yok. Bu kadar şehre yakın, ulaşılabilir tonlarca kayaya sahip bir ilde neden kayada tırmanış olmasın? Bu sefer, şans eseri dağa gitmek yerine kayada tırmanışa giderek bunu az da olsa tanımlayabildik; bir başlangıç! Böylece geleneksel tarz ve lider stilde, Van şehir merkezindeki Toprakkale kayalıklarında, Bademli Sektör adını verdiğimiz bu taze yüzeyde ilk iki rotayı açtık. Ve de, Mustafa’nın bana söylediğine göre bu Van’da yapılan ilk (lider stilde) kayada tırmanış olmuş. Sevgili dostum Çağlar Bıldırcın, sonradan kendisinden öğrendiğime göre, bu kayalıkta üstten emniyet ve kara lastikle tırmanmış meğer, tırmanış hayatının ilk zamanlarında..
Bizim bu sefer açtığımız rotalar şöyle:
1- ‘Van Kedisi’ 40 m, V (sabit 4 sikke bıraktık)
2-‘Van Damme’ 30m, VI- (1 kumsaati var, 2 sikke sabit bıraktık, üst kısımda 1 kalın ip düğümünü çatlakta sabit bıraktım)
21 nisan 2017 günü, Patika doğa sporları kuübünden arkadaşlarım Mustafa Bingöl, Mehmet Eldem, İsmail Demir ve Necdet Bozkurt ile beraber, orijinal plan olarak 3500 metreyi aşan Artos Dağına çıkmaya gidecektik ancak kış sonuna has aşırı ve derin kar ve tabii ılık hava nedeniyle çığ riskinin (özellikle de dağdan iniş yapılacak olan öğlen zamanından itibaren) belirgin olduğuna karar verdik. Bu durumda şehre yakın birçok kayalıktan birinde tırmanmak doğru seçenekti fakat uygun malzeme yanımda yoktu. Doğrusu, nereye gitsem yanımda gezdirdiğim kaya ayakkabılarım, magnezyum torbam ve kask haricinde teknik donanım getirmemiştim-hatta şehirde giydiğim esnek kumaşlı blucin haricinde tırmanış pantolonum bile yoktu! Emniyet kemerim de yanımda değildi, ancak bu ufak sorunu kulüp malzemesi ve arkadaşlarımın şahsi donanımı ile az biraz çözebildik. Tırmanış için sadece iki adet yaylı tıkaç/friend vardı (neyse ki, ve hayat kurtardı!), ama kulüpte eskiden kalma çok sayıda paslı kaya sikkesi (bunları çakınca kayada sabit bırakacaktım), yeni ekspresbantlar, bol perlonbant ve çok iyi 60 metrelik yepyeni bir tırmanış ipi vardı. Bunların toplamıyla tırmanmak, eksik ara emniyet de olsa, mümkündü.. Söyleyebilirim ki, uzun süredir bu kadar sikke çakmamıştım!
Böylece, Van’ın kuzey tarafından, şehre tam kıyısından baktığını gördüğümüz ve adı Toprakkale olan gri kireçtaşı kayalıklarına yöneldik. Ama buraya nasıl ulaşacaktık? Tabanda geçişi etkin olarak engelleyen belediye asfalt tesisi vardı ama iyi haber, bu tesis artık aktif değildi ve hatta bu bölge şehir parkı olacakmış.. Hedefe buradan ulaşmayı zorlamak yerine, üstteki bir tesis harabesine toprak yoldan araçla vararak, 10 dakika ve 100m kadar yamaç aşağı iniş ile kayalığımızın tabanına vardık. İlk intibamız, şahane sağlamlıkta ve dik, tırmanışa uygun kireçtaşı kaya- çatlakları da var.. harika, kaymak gibi ve beton tutarlılığında taş! Tırmanışa has heyecan içinde malzemeyi kuşandım; Necdet’in emniyetiyle ilk seçtiğim rotaya girdim. Geneli çok sağlam olan rota, şahane bir slab etabı ile başlıyor, ara emniyeti nadir bir slab (deliğe sikke çakarak kurtardım) ve açık bacamsı bir etapla devam edip, dik slab yüzeyden, ince çatlaklardan yukarı varıyordu. Çıktığım yer düzlüktü ve zorlukla uygun bir istasyon kurdum, Necdet etabı artçı geldi ve sabit emniyet olarak tırmanırken çaktığım 4 sikkeyi bıraktık. ‘Van Kedisi’ adını verdiğimiz bu 40 metrelik rota sağlam kayada zevkli yüzey tırmanışı sunuyordu. Arka tarafta soldan yürüyerek rota tabanına indik..
İkinci rotamız ‘Van Kedisi’nin sol tarafındaki yüzde idi ve kolay gözükse de vertikal etaplar ve bazı çürük bloklar da içeriyordu. Kumsaatine perlonbant dolayarak girdiğim rota, yüzey ve çatlaklarla (neyse ki kilit etabı iki ardarda friend ile koruyabildim!) devam etti. Üst kısımda çatlak hattı ve yüzeyde tırmanış mükemmeldi ancak uygun malzemem yoktu, bu noktada taşıdığım kısa kalın dağ ipi artığı imdadıma koştu; bunu koca bir düğüm yapıp aynı 1911 yılında Alman tırmanıcıların Elbe kumtaşı kayalarında yaptığı gibi, çatlağa iyice sıkıştırdım.. Bu rotayı da yine Necdet artçı geldi, ‘Van Damme’ adını verdiğimiz 30 metrelik rotanın zorluğu VI- derece idi.
Biraz da keşif ile, bir sonraki gelişte burada mutlaka spor rota (boltlu) açmak gerekir değerlendirmesine vardık çünkü potansiyel olarak çatlak olmayan ama çok iyi tutamaklı ve tırmanış imkanı sağlayan sağlam yüzeyler var. Böylece kısa günün karı, harika güneş ve mükemmel manzarada tırmanmış olduk. Van’da geleneksel olsun, sportif olsun, kayada tırmanışa uygun ve farklı yerlerde, her uzunlukta rota imkanı bulunuyor.. Tek arzum en kısa sürede oraya geri dönüp tırmanmaya devam etmek!
Beraber dağda ve tırmanışta olduğum Vanlı dostlarıma teşekkür ederim. Ve tabii, beni nazik daveti ile Van’a çağıran Van il turizm müdürü Muzaffer Aktuğ’a büyük teşekkür!
New climbing area and first traditional ascent of two routes in Van: I have visited the city of Van at eastern Turkey and after climbing the 3200m high Mt. Erek, made the first traditional rock leads in Van. These cliffs are just at the fringe of the city, easy to reach; perfect , good quality, full featured limestone with good views of Lake Van and really beautiful spring weather.. We made two routes of 40 and 30m length, with UİAA grades V and VI-. As ı did not have ample climbing gear with us, we used rock pitons as runners and left them on rock as fixed belays. Great thanks to my friends in Van, with whom we climbed.
Bu yazı yorumlara kapalı.