23 Nisan 2017

VAN-TOPRAKKALE TIRMANIŞ BÖLGESİ-VAN’DA İLK KAYA TIRMANIŞ ROTALARI

(Fotoğraflar: Mustafa Bingöl, İsmail Demir, Tunç Fındık)

Van gölünü çevreleyen havzadaki  dağların çoğu, çok da iyi tırmanış imkanı vermeyen  bazalt ve volkanik kayadan oluşuyor ancak Van, kaliteli  ve tırmanışa uygun kireçtaşının bol olduğu bir ilimiz.  Bölgedeki  bu kireçtaşında tırmanış potansiyeli daha tanımlanmamış ve bölgede sportif olsun, geleneksel olsun bir tırmanış bahçesi henüz  yok. Bu kadar  şehre yakın, ulaşılabilir  tonlarca kayaya sahip  bir  ilde neden kayada tırmanış  olmasın?  Bu sefer, şans eseri  dağa gitmek yerine kayada tırmanışa giderek bunu az da olsa tanımlayabildik; bir başlangıç!  Böylece geleneksel tarz ve  lider stilde,  Van şehir merkezindeki Toprakkale kayalıklarında, Bademli  Sektör adını verdiğimiz  bu taze yüzeyde ilk iki rotayı açtık.  Ve de, Mustafa’nın bana söylediğine göre bu Van’da yapılan ilk  (lider stilde) kayada tırmanış olmuş.  Sevgili dostum Çağlar Bıldırcın, sonradan kendisinden öğrendiğime göre, bu kayalıkta üstten emniyet ve kara lastikle tırmanmış meğer, tırmanış hayatının ilk zamanlarında..

Bizim bu sefer açtığımız rotalar şöyle:

1- ‘Van Kedisi’ 40 m, V (sabit 4 sikke bıraktık)

2-‘Van Damme’ 30m, VI- (1 kumsaati var, 2 sikke sabit bıraktık,  üst kısımda 1  kalın ip düğümünü çatlakta sabit bıraktım)

21 nisan 2017 günü, Patika doğa sporları kuübünden arkadaşlarım Mustafa Bingöl, Mehmet Eldem, İsmail Demir ve  Necdet Bozkurt ile beraber, orijinal plan olarak  3500 metreyi aşan Artos Dağına çıkmaya gidecektik ancak kış sonuna has aşırı  ve derin kar ve tabii ılık hava  nedeniyle çığ riskinin  (özellikle de dağdan  iniş yapılacak olan öğlen zamanından itibaren)  belirgin olduğuna karar verdik. Bu durumda şehre yakın birçok kayalıktan birinde tırmanmak doğru seçenekti fakat uygun malzeme yanımda yoktu. Doğrusu, nereye gitsem yanımda gezdirdiğim kaya ayakkabılarım, magnezyum torbam ve kask haricinde teknik donanım getirmemiştim-hatta şehirde giydiğim esnek kumaşlı blucin haricinde tırmanış pantolonum bile yoktu! Emniyet kemerim  de yanımda değildi, ancak bu ufak  sorunu kulüp malzemesi ve arkadaşlarımın şahsi donanımı ile az biraz çözebildik. Tırmanış için sadece iki adet yaylı tıkaç/friend vardı (neyse ki, ve hayat kurtardı!),  ama kulüpte eskiden kalma çok sayıda paslı  kaya sikkesi (bunları çakınca kayada  sabit bırakacaktım), yeni ekspresbantlar,  bol perlonbant ve çok iyi 60 metrelik yepyeni bir tırmanış ipi vardı. Bunların toplamıyla tırmanmak, eksik ara emniyet de olsa, mümkündü.. Söyleyebilirim ki, uzun süredir bu kadar sikke çakmamıştım!

Böylece, Van’ın kuzey tarafından, şehre tam  kıyısından baktığını gördüğümüz  ve adı Toprakkale olan  gri kireçtaşı kayalıklarına yöneldik. Ama buraya nasıl ulaşacaktık? Tabanda geçişi etkin olarak engelleyen belediye asfalt tesisi vardı ama iyi haber, bu tesis artık aktif değildi ve hatta bu bölge şehir parkı olacakmış..  Hedefe buradan ulaşmayı zorlamak yerine, üstteki bir tesis harabesine  toprak yoldan araçla vararak, 10 dakika ve 100m kadar  yamaç aşağı  iniş ile kayalığımızın tabanına vardık. İlk intibamız, şahane sağlamlıkta ve dik, tırmanışa uygun kireçtaşı kaya- çatlakları da var.. harika, kaymak gibi ve beton tutarlılığında taş!  Tırmanışa has heyecan içinde malzemeyi kuşandım; Necdet’in emniyetiyle ilk seçtiğim rotaya girdim. Geneli çok  sağlam olan rota, şahane  bir slab etabı ile başlıyor,  ara emniyeti  nadir bir slab (deliğe sikke çakarak kurtardım) ve  açık  bacamsı bir etapla devam edip,  dik slab yüzeyden, ince çatlaklardan yukarı varıyordu.  Çıktığım yer düzlüktü ve  zorlukla  uygun bir istasyon kurdum, Necdet etabı artçı geldi ve sabit emniyet olarak  tırmanırken çaktığım 4 sikkeyi bıraktık. ‘Van Kedisi’ adını verdiğimiz bu 40 metrelik rota sağlam kayada zevkli yüzey tırmanışı sunuyordu. Arka tarafta soldan yürüyerek rota tabanına indik..

İkinci rotamız ‘Van Kedisi’nin sol tarafındaki yüzde idi ve kolay gözükse de vertikal etaplar ve bazı çürük bloklar da içeriyordu. Kumsaatine perlonbant dolayarak  girdiğim rota, yüzey ve çatlaklarla (neyse ki kilit etabı iki ardarda friend ile koruyabildim!)  devam etti. Üst kısımda çatlak hattı ve yüzeyde  tırmanış  mükemmeldi ancak uygun malzemem yoktu, bu noktada  taşıdığım kısa kalın dağ ipi artığı imdadıma koştu; bunu koca bir düğüm yapıp aynı 1911 yılında Alman tırmanıcıların Elbe kumtaşı kayalarında yaptığı gibi, çatlağa  iyice sıkıştırdım.. Bu rotayı da yine Necdet artçı geldi, ‘Van Damme’ adını verdiğimiz  30 metrelik  rotanın zorluğu VI- derece idi.

Biraz da keşif ile, bir sonraki gelişte burada mutlaka spor rota (boltlu) açmak gerekir değerlendirmesine vardık çünkü potansiyel olarak  çatlak olmayan ama çok iyi tutamaklı ve tırmanış imkanı sağlayan sağlam  yüzeyler var. Böylece kısa günün karı, harika güneş ve mükemmel manzarada  tırmanmış olduk. Van’da geleneksel olsun, sportif olsun, kayada tırmanışa uygun ve  farklı yerlerde, her uzunlukta rota  imkanı bulunuyor.. Tek arzum en kısa sürede oraya geri dönüp tırmanmaya devam etmek!

Beraber dağda ve tırmanışta olduğum Vanlı dostlarıma teşekkür ederim. Ve tabii, beni nazik daveti ile Van’a  çağıran Van il turizm müdürü Muzaffer  Aktuğ’a büyük teşekkür!

New climbing area and first traditional ascent of two routes in Van: I  have visited the city of Van at eastern Turkey and after climbing the 3200m high  Mt. Erek, made the first traditional rock leads in Van.  These cliffs are just at the fringe of the city, easy to reach; perfect , good quality, full featured limestone with good views of Lake Van and really beautiful spring weather..  We made two routes of 40 and 30m length, with UİAA grades V and VI-.  As ı did not have  ample climbing gear with us, we used rock pitons as runners and left them on rock as  fixed belays. Great thanks to my friends in Van, with whom we climbed.

 

 

Bu yazı yorumlara kapalı.