KIRGIZİSTAN-ALA ARCHA DAĞLARI- TEKETOR DAĞI (4441m) KUZEY SIRTI TIRMANIŞI
(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Mustafa Nalbant)
Ala Archa seferimizin son tırmanışı olarak, kar-buz rotasından yüksek bir dağa çıkalım demiştik,bu da 4441 metrelik Teketor (yani, ‘Dağ Keçilerinin Dağı’) olacaktı. Bu seferi kamp taşımadan, Ratseka dağ üssünden tek vuruşta yapacaktık. Böylece 16 eylül günü sabahı karanlıkta, Nalbant ile ayazda kalktık ve gün henüz aydınlanırken yola düştük. Teketor dağı, Aksai buzulunun sağ tarafındaki iri bir dağ yığını ve üst kısmında geniş bir kar- buz yüzü var. Bizim amacımız, dağın kuzey sırtını oluşturan bu kar- buz rotasını tırmanmaktı (Muhamedova, 3A derecesi). Bu iş için önce (artık ine çıka aşınmış olması gereken!) moren patikasından buzula çıkacaktık (3700m) ve Aksai buzulunu Boks/Teketor yönünde güneybatı yöne geçerek Boks/Teketor geçidine (4000m) berbat bir çarşak kulvarından çıkacaktık. Öyle yaptık; sabah gün değmeden çatlakların minimal olduğu yerinden buzulu karşıya geçtik. Şansımıza bugün hava güzel ve önceki günlerin sert rüzgarı yok.
Sonunda iç ısıtan bir güneşin bize gelmesi ile, ‘berbat çarşak- taş kulvarı’nı çıkıp, güzel bir saatte bele ulaştık. Tipik hareketler: kramponlar, kemer, kask, malzemeleri kuşanıldı, bir çantayı belde bırakarak artçının taşıyacağı tek bir çantada su ve ceketlerimizi yanımıza aldık. İpler sırtta, rota başlangıcına..
Kayalık belden, arkadan buzula yan geçtik ve vardığımız yerde diz boyu batak karda yükselmeye başladık. İpe girme zamanıydı, çatlaklar vardı ve hepsi gizliydi kar altında. Rehber kitap tanımlaması bu rotada ‘çığ riskine dikkat edin’ idi, ki bu bizi de endişelendiriyor, çünkü batıdan esen rüzgar bu kuzey yüzünü oluşturan buzula kalın bir kar katmanı yığmış ve biz de buz duvarına varana dek bunu (tam textbook çığ eğimi olan 28-45 derece arasında!) kesmek durumundayız. Rotanın ilk kısmı daha az eğimli buzulda çatlaklar arasından gezinerek sağlı sollu yükseliyor, dedim ya, diz boyu batarak izaçıyoruz. Ardından eğim, rotanın dik bir sırta döndüğü yerde dikleşiyor, ancak zemin buz değil kar ve aslında ideal emniyet imkanından son derece uzak. Gerçek buza ulaşmak için yarım metreden çok sert kar kazıyorum, nafile. Burada kazmalar karın derinine gömülerek ‘deadman’ usulu emniyet alarak, ardarda birkaç ip boyu yükseldik. Sonunda, adım adım da olsa, gerçek buza ulaşıp ilk buz vidasını sıkınca gerçekten çok rahatladım, artık güvendeydik. Rotanın kalan kısmı 60 derece gibi bir eğimde birkaç ip boyu devam ederek 4400 metre irtifada sırta vardı; muhteşem bir havada tüm Ala Archa manzarası bizimdi ve adım adım, kıvrılan zirve sırtından omza ulaştık. Bitti, derken son bir berbat derecede çürük granit kule yolu kesti, sadece 15 metre ama… çok çürük ve buz kaplı işte! Nalbant bu etabı tırmanıp beni aldı ve Teketor’un granit bloklardan oluşmuş zirvesi. Bu zirvenin Ala Archa’nın en güney batısındaki konumu bize batıdaki uçsuz bucaksız dağ silsilelerini ve buzullarını gösterdi, burada kimsenin gitmediği (ve Rus dağcı dostlarımız tanımı ile lojistik nedeniyle asla gidilmeyecek), 4000 metre üzerinde öyle çok dağ var ki. İmrenilecek bir hal tabii.
Bu zirve, hepimizin üzülerek hatırladığı üzere, 2003 yılında Uğur Uluocak’ın düşerek hayatını kaybettiği zirveydi, onu bu yüksek noktada anmadan geçmedik.
İniş aynı yerlerden kayalardan ve buzdan ip inişi ile oldu; bu geniş kuzey yüzü tüm gün boyunca soğuk gölgede kalıyordu, o yüzden koşullar stabil idi; yani korktuğum gibi öğleden sonra güneşi alıp tehlikeli hale gelmedi. Sonunda öğleden sonra bele ulaşıp son sıvımızı da tükettik ve artık kampa doğru, çarşaktan kayarak alçalış..
Yorum olarak, manzaralı ve yüksek bir dağın zevkli bir kar-buz rotası, ancak rota girişindeki kar etapları çığ riski içerebiliyor, ayrıca Teketor’un kaya yapısı genel olarak çürük, bu da olası başka rotalarda risk içerebilir..
Böylece, Ala Archa seferimiz sona ermiş gibi idi. Ertesi gün bulutlu ve serin havada Bişkek’e indik ve kalan birkaç günümüzde de Bişkek’e 40km uzaktaki Çongurçak boğazında boltlu ve geleneksel rotalara girerek zaman geçirdik.
Kısaca tekrardan Ala Archa seferimize bir bakarsak:
Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun ‘Özel Projeler’ dahilinde kabul edilen Kırgızistan-Ala Archa tırmanış seferinde amacımız Ala Archa dağlarında kaya ve buz rotalarında teknik tırmanışla zirvelere çıkış idi. Bölgede teknik çıkışlar için en ideal dönem sayılan eylül ayında ortalama 10 günlük bir program planlamıştık. Orijinal planda 3 kişiden oluşan takımımızda arkadaşımız Mustafa Kalaycı’nın son anda bizimle gelememesi sonucunda 2 kişi -ben Tunç Fındık ve Mustafa Nalbant- Türkiye’den yola çıktık. 6 eylül günü sabahı Bişkek’e vardık, dağ alışverişi ve hazırlıkların ardından 7 eylül günü Ala Archa’ya doğru yola çıktık. Tırmanış programımız 18 eylül günü Bişkeķ’e inişimizle sona erdi. Böylece dağda 11 gün kaldık ve 4 ayrı zirveye çıkışın yanısıra, kamp yerimiz yakınındaki kısa kaya rotalarında (boltlu ve geleneksel)tırmanış antrenmanı da yapmak imkanımız oldu.
1- Ratsek Kulesi (4040m) batı yüzü 8 eylül
4- Teke Tor Dağı (4451m) kuzey sırtı kar-buz rotası tırmanışı, 16 eylül
Bu yazı yorumlara kapalı.