26 Kasım 2017

ANTALYA- GÜZYAKA DAĞI DOĞU KULESİ YENİ ROTA ‘MAHMUT HOCA’

  

(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Cemal Zerepcan)

Kış  tüm Türkiye’de bastırır, heryere kar yağarken  Antalya’nın tipik kasım sonu/aralık başı halinde bir geleneksel tırmanış yapalım dedik dostum Cemal Zerepcan ile. Önümüzdeki günlerin yağışlı olacağı kesin  belliydi ve belki de  son vuruş olacaktı bu hafta için – çok kullanıyorum bu sözü ama- ‘kısa günün karı’ olsundu. Böylece güneşin yediden sonra doğduğu soğuk ve kızıl bir şafakla gelen 25 kasım 2017 sabahında bir sefer daha Altınyaka yolundaydık ve  kayanın sağlam olduğunu bildiğimiz   klasik kış alpin kaya mekanlarımızdan olan  Güzyaka Dağı’na sürdük.

Yanyana iki ayrı kuleden oluşan Güzyaka Dağı’nın maksimumda 300 metre uzunluğa varan doğu kulesinin güney yüzü nitelikli ve dik bir kireçtaşı duvarıdır.  Tabanına ulaşımı ve zirveden inişi kolay, kışın  tüm gün güneş aldığı için  hep  ılık  kayada tırmanış sağlayan  bu  sağlam yapılı  duvarın farklı yerlerinde zaten daha önceden 2015-2017  yıllarında değişik zorluk ve uzunluklarda  üç  farklı geleneksel-çok ip boylu rota açmıştık (bakınız topo) ve şimdi de  İngiliz deyimi ile  ‘yağmurlu bir güne sakladığım’  doğal bir hat aklımıza gelmişti: güney duvarının sağ tarafını  dikey bir diagonal şeklinde bölen  rampa/sırt hattı..

Klasik olarak orman içinde trekle rota tabanına  en çok 20 dakikada,  neredeyse 100m kadar irtifa alımı ile vardık. Tırmanış, uzaklardan bile  belli olan  geniş rampa-sırtın  tabanında başlıyordu ve rota kızıl-sarı bir duvarı sağa dik çapraz  bölen geniş bu rampanın sağ kenarını izleyecekti. İlk ip boyunda sağlam  ve düşük dereceli  kayada  tam bir ip boyu gittik (70m ip kullanmak   istasyon ararken serbestlik sağlıyor), bu etap slabımsı gri, nitelikli kayadan oluşuyordu (70m, III+). İkinci ip boyu biraz yatarak başladı  ve ardından giderek dikleşip bir duvar etabına dayandı. İp boyu sonunda dar bir sette boşluklu bir istasyon kurmak gerekti, kaya yine çok nitelikli ve ara emniyet iyiydi (70m,  V-). Üçüncü ip boyu aynı nitelikleri sürdürerek devam etti;  kısa dikliklerle  rampanın (ve bu kulenin) ucunu oluşturan  sivriye vardım ve iri pinar (meşe) ağacında istasyon  kurdum (35m IV+). Rota bu noktadan itibaren ağacın ardındaki ufak, sağlam yüzey/duvarı izledi, güzel ve zevkli, boşluklu geçişlerle sırtın ucundaki omuzda rotanın yattığı yerde dördüncü ip bitti (35m V-). Bu noktada artık  ipi topladık, kaya ayakkabılarını çıkartıp  trek ayakkabılarını giydik ve  sırttan zirve hattına ulaşmak için basit tırmanışla (70m,II) , delik-deşik, oluklarla ve kumsaatleriyle bezeli  kayada  dikkatlice yükseldik.  Bazen keskinleşen kayalık bloklarla kaplı sırttan batı yönde gidince  zirveye ulaştık  ve Antalya körfezi ile çevre dağların manzarasına bakarak  birşeyler (nam-ı diğer poğaça ve su) tıkındık. İnişi her sefer kullandığımız ve ip açmayı gerektirmeyen  ‘klasik’ iniş rotamızdan, doğu ve batı kulelerinin çentiğinin yakınını  kullanarak yaptık (geneli II derece, biraz karmaşık bir rota). Böylece tırmanışımız  iki saat, inişimiz  ise 45 dakika kadar almış oldu. Kısaca,  akşam geleceğini bildiğimiz yağıştan önce tabana inmiştik bile, ama arada gökyüzü  mat, gri bulutlara bürünmüştü ve güneşsiz bir öğleden sonra idi..

Yorum olarak, sağlam kayada, emniyet durumu iyi, zevkli dik etaplar sunan, asla çok  zor olmayan bir geleneksel çok ip boylu  rota açmış olduk.  Bu tırmanış için klasik set telli stopper takozları ve yaylı tıkaçlar tamamen yeterli, kaya oldukça nitelikli olduğu için sikke taşımaya lüzum yok, ayrıca kayada çok miktarda irili ufaklı kumsaati ve boynuz da var, dolayısı ile farklı boy ve çaplarda perlonbant taşımak gerekli. Otluluk ve çalıların sorun çıkaracağından endişe etsek bile  hiç bulaşmadık onlara, ancak her gelenekselde olduğu gibi bir miktar bahçevanlık yapmak gerekti. Bu rotaya  ‘Mahmut Hoca’  adını niye verdiniz derseniz, onları da bizi güneşe yaklaştıracak yegane kişiler olan öğretmenlerimizi andığımız önceki günün anısına, tüm ‘hoca’ dostlarımız için verdik bu adı.  Dar günde, şahane doğada güzel tırmanış- bir tırmanıcı daha ne ister ki? Tabii ki tırmanış dostum Cemal’e büyük teşekkürler.

We climbed a new traditional multi pitch route on beautiful Antalya’s coastal Beydağları range on the south wall of eastern Güzyaka Peak. 25th november 2017 was a  day that started shiny and it was forecasted  to have few days of rain afterwards in the region, so we  made a last shot before  sitting idle in bad weather. This route followed a natural line of weakness that  bisects the R-hand side of the wall in the form of a diagonal ramp, which can be observed in the first glance.  We named  the route ‘Mahmut Hoca’ after all the hardworking teachers in our country. The route is 4 pitches and 210m long, with a UIAA grade of III+, V-. Rock is generally compact and full-featured with good belays, and  a set of wired stopper nuts+ spring loaded camming devices are sufficient. This is our 4th different route in this amazing,  300m long rock face  and it is our wintertime classic for Antalya. This wall is easy to approach,  sees the sun all day in winter so rock is warm, the rock quality is generally perfect and descent is  straightforward ie. by easy scrambling. What does a  climber need more? Of course a good partner! Great thanks to my friend Cemal Zerepcan for the wonderful work.

Bu yazı yorumlara kapalı.