5 Mayıs 2018

ANTALYA-SİVRİDAĞ YENİ ROTA ‘ŞUURSUZ’

(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Tafa)

Mayıs ayının Antalya’ya gelmesi ile, artık bu kayalık dağlarla sarılmış güzel vilayetimiz Akdeniz’e has bir pus içine hapsolmaya başlar; nem nedeniyle 30 derecelere varan ısı çok daha dayanılmaz hale gelir. Deniz seviyesindeki Sivridağ gibi tırmanış alanlarında mayıs ayı etkin tırmanabilmek açısından artık en son zamandır; bundan sonra dayanılmaz hale gelen nem ve sıcak herşeyi etkin olarak engelleyecektir. Bu tür günlerde tek yol, güneşin dağın ardına geçerek doğu yüzünü gölgede bıraktığı öğleden sonra saatleridir.. Biz de dostum Tafa  (M.M. Kalaycı) ile bu 2 mayıs 2018 gününde tam da böyle yaptık; öğleden sonranın erken saatlerinde  Sivridağ’da kayanın tabanına sessiz ve sakin bir ormandan geçerek vardık. Amacımız bu öğleden sonrada, kayanın sağlam  olduğu bir yerde  birkaç ip boyu kısa bir rota açmaktı; şaşırtıcı olmayan şekilde bu geniş duvar bandında bugün  tek ekip bizdik.  Bunun müsebbibi, sanırım hafta içi  ve  sıcak olmasıydı.

Geçen aylarda ‘İkiz Akıntı’ sektörü olarak tanımlı,  yarıntı/dere yatağı olan devasa kazankaya (slab) yapısının en sol tarafındaki mahmuza tırmanan ‘Altılı’ adlı bir rota açmıştık. Şimdi ise onun sağı ve  boltlu ‘İkiz Akıntı’ rotasının solunda kalacak bir rota çıkmak aklımdaydı. Tafa her zamanki gibi  rota seçimini bana bıraktı ve saat 14  gibi tırmanışa başladık. 1. ip boyu şahane bir geleneksel etaptı; gri bir slabı bölen harika ve sağlam bir çatlak (1.ip: III+ 50m). Zor olmasa da, bol ara emniyetle mükemmel bir ısınma oldu ve bu sefer kullandığımız kısa (50m’lik) çift ip nedeniyle geniş setin tabanındaki  bir ağaçta istasyon kurmam gerekti (ağaçta gevremiş eski, siyah iniş  perlonbantı vardı). Ardından Tafa 10m kadar basit tırmanışla (II) sete çıktı ve  boltlu İkiz Akıntı rotasının 20m kadar solundan slaba, 2. ip boyuna  girdik. O da nesi, kumsaatlerinde  kesilmiş ip halkaları. Olabilir, birisi bu kadar banko bir rotayı tırmanmıştır mutlaka dedim kendime..  Ne yazık ki daha da kötüsü, bu ip boyunu oluşturan harika (ve stopper ve friend ile mükemmelen emniyet almanın mümkün olduğu)  dik çatlağı tırmanırken gördüm ki, ‘şuursuz‘un birisi matkapla kayayı delerek  kanallar oluşturmuş ve ip halkaları geçirmiş! İnanılmaz bir tecavüz- ve o anda tırmanışın tüm tadını  kaçıran bir haldi bu. İp halkaları  4-5m aralıkla dimdik hatta  yukarı uzanıyordu.  Canım sıkılmış olarak, bu  dik  slabı bölen ve sonunda zevkli kilit etap veren (VI) etabı, Tafa’nın ip yetmediği için 10m kadar tırmanmasıyla bitirerek, bir ağaç ve bir friend ile  askı istasyonumu kurdum (2.ip boyu: V+, VI 60m). ‘Yaratılmış kanallardaki ipleri kullanmaya gerek yoktu, mükemmel telli takoz ve friend yerleri vardı bu ip boyunda. Tafa da istasyonda bana kavuşunca bu yeni durumu konuştuk.  Tabii ki şok hali,  geniş bir alanda kayaya tecavüz edilmiş çünkü.

Neyse,  şuursuz ecnebinin delik deşik ettiği rota hattının  10m kadar solunda kalan   sağlam -ve bakir- bir çatlak hattını izleyerek 3.ip boyuna başladım. Bu etap çok zevkli başladı ve dik sağlam kayada  dik ve zor, ara emniyeti çok sınırlı  ve ayaksız, tutuşu çok sınırlı bir kilite vardı. Bu kilitte (VI+) biri lost arrow bıçak, diğeri de v-profil olmak üzere iki sikkeyi – bu rotayı tekrar etmek isteyecek kişiler için-  sabit bırakarak geçtim ve ip bitiminde sağ tarafa zor bir traversle geçerek (VI) istasyonu kurdum (3.ip: VI+ 50m). Artık akşam oluyordu ve  iniş zamanıydı. Tırmanış toplam 2 saat sürmüştü. Kısa sürede rotanın tabanına 3 ip boyu iple inişle ulaştık.  Rotanın adını bu matkaplı ecnebi nedeniyle ‘Şuursuz‘ koymak kaçınılmazdı. Bu can sıkıcı  olaya karşın, iyi bir dostumla güzel ve zevkli bir tırmanış günü oldu  doğrusu..

Gelelim  bugünün şuursuzunu  yargılamaya: anlaşılan o ki, bu işten fail olan yabancı -sanırım Alman-tırmanıcı (David bilmemkim)  bizim hatla ikiz akıntı hattı arasında bol bol kaya delerek kayayı gridler halinde  iplerle döşemiş. Evet, Sivridağ’da boltlu birkaç rota halihazırda var ve hepimizin bildiği gibi  oldukça eskiden açılmış rotalar bunlar. Ancak bu dağ  artık sadece geleneksel tırmanış bölgesi olarak ilan edilmiş durumda. Bu yabancının  burayı boş bularak -ve de bu kadar iyi emniyet imkanı olan bir yerde-  kayayı matkapla delip ip geçirmek gibi saçma bir stilde  gereksizce  tahrip etmesi vahim bir durum (saçma, çünkü ipler bu aktif  su yolağında hızla çürür gider ve kaya sadece delindiğiyle kalır). Bu sadece bizim ülkemiz gibi ‘tırmanış bölgesi etikleri’  konusunun başıboş olduğu yerlerde olan bir hal. Örneğin, ben bu adamın ülkesinde elde matkapla bir tırmanış bölgesine gidip, kimseye sormadan kafama göre rota açsaydım, sanırım önce bol bol sopa yerdim, ardından da kesinlikle varolan bir bölgede tahribat yapmak suçundan mahkemeye çıkartılırdım (emin olun, bu işi yapan arkadaş, suç öncesinde kimsenin fikrini almamıştır!)… Her  ülke ve bölgenin bir tırmanış etiği vardır ve bunlara uymak tırmanıcı olarak herkesin görevidir. Keza geleneksel tırmanış bölgelerinde bolt çakamazsınız, boltlu  tırmanışa açık yerlerde boltları tahrip edemezsiniz, temiz tırmanış yapılan yerlerde sikke kullanamazsınız vs. Ancak Türkiye’de dağlarda etik konusunda, bazı istisnalar haricinde  büyük eksikler var.  Özellikle Türkiye’ye gelen yabancıların  olağanüstü umursamazca davrandığını görüyoruz (mesela ‘Aladağlar’ın alpin duvarlarında bolt kullanılmaması’ konusundaki  konsensusa karşın, Demirkazık’ın duvarlarına boltlu rota açmaya kalkışan İranlı veya İtalyan tırmanıcılar gibi).  Bunun tam tersi şekilde, Dedegöl-Kuzukulağı’ndaki en klasik boltlu rotaların bir kısmının bolta karşı olduklarını iddia eden  bazı Antalyalılarca  tahrip edilmesi konusu da ayrı bir utanç verici durumdur.  Kısacası, dağlarımız ve tırmanış  bölgelerimizdeki rota açma etiğini belirleyecek  bazı kural setlerini acilen ve uygulanır tarzda geliştirmemiz gerekiyor. Diğer türlü,  bu tür olaylar kaçınılmaz olarak artacak – ve ne yazık ki kimsenin haberi de  olmadan bunlar olacak..

Dağlı günlerle ve tırmanışla  kalın!

This week, 2nd may 2018  with my Everest partner Mustafa Kalaycı (Tafa) we climbed new trad multi pitch route on Antalya’s Sivridağ east face- on very good quality  limestone. This route is at a sector named ‘İkiz Akıntı’ with very good compact white limestone and features an ancient multi pitch bolted route as the first route there. Anyway this 3 pitch, 160m long route that we called ‘Suursuz’ (literally translated ‘without mind’ , see below) is max VI+ grade UIAA. The route follows an easier first pitch (III+ 50m) with good climbing on sound rock, then it gains a wide terrace. From the terrace onwards the 2.pitch  follows a steepening crack line  bisecting a slab verically (V+) and before it gets on to a ledge rightwards,  there is one  harder step (VI). From the ledge, on the hanging belay from a tree, the route takes on a harder crack line at least 15m leftwards of the drilled ropes. The crux is at the top, with a very steep, rather exposed and hard-to-protect thin crack (VI+, I have left 2 pitons here), ending with a  steep slab traverse to the  right. From there on we rapped down..

Overall,  good natural protection  (threads) and perfect, bomber nut&friend placements make this route a safe one;  good and fun climbing in a nice garden with a good friend!    

We have aptly named this route after a mindless foreign climber (David something) that drilled many artificial rock threads (like abalakov threads in ice!) in this trad-only climbing area, and we were really saddened to see the rock destroyed in this mindless and criminal way.  Ironically the rock was so good for protection with ample wired nut  and friend placements, that the scores of holes this irresponsible person drilled seemed an utterly unnecesary  thing to do. 

Hopefully, we wish  in the future no such event happens again- but unfortunately  I know these actions will likely be repeated because in Turkish hills there is no authority like  in Alps or other frequented  climbing areas. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı yorumlara kapalı.