31 Ekim 2007

Çerkeş – Işıkdağı Donmuş Şelale Tırmanışı, 1996

1996 yılının şubat ayında, Bilkent DOST kulübüyle gittiğim bir Çerkeş- Işıkdağı kış eğitim kampında gezerken,  şans eseri bir donmuş şelale bulmuştum. Orman içindeki bu yüksekliği 16 metre, genişliği ise 7 metre kadar olan buz şelalesi bizim için önemli bir olaydı çünkü dik ve donmuş şelale bulup tırmanma sansımız her zaman olmuyordu.. Arkadaşım Ertuğrul Melikoğlu’nu da Işıkdağı’nda bir donmuş şelalenin varlığına inandırmayı başararak, soğuk bir şubat günü arabayla Işıkdağı’na gittik ve orman içinden 30 dakikalık bata çıka bir yürüyüşle buzun tabanına vardık. Buz ara emniyet atılıp lider gidilecek kadar kalın değildi ama üstten emniyetle gayet güvenli şekilde tırmanılmaya yeterliydi. Buzun üzerindeki kalın bir çam ağacına perlonbant dolayıp emniyet aldık ve gerisi tırmanış.. Bütün gün, canımız çıkıp kollarımız kopana kadar da tırmanmaya devam ettik. Resimde Ertuğrul tırmanırken görülüyor.

Dik ve hatta negatif eğimli bir yüzeyin üzerini kaplamış olan şelalenin giriş etabı kırılgan sarkıtlar ve ince buz ile kaplıydı.. Şelalenin üst kısmı ise biraz daha yatıktı – ortalama 80 derece kadar diklikteydi.

Burada her ne kadar lider tırmanış yapar gibi gözükse de, Ertuğrul üstten emniyetle tırmanıyor. Buzun kalınlığı yaklaşık 15 cm. kadardı ama oldukça sert ve devamlı bir örtü halindeydi.

Burada görevi ben devralmışım, tırmanıyorum. İnsan ormanın içinde böyle bir gizli tırmanış olabileceğine inanamıyor!

Gerçekten de şelalemiz son derece güzel bir antrenman kaynağı idi, ama maalesef her sene donmadığını artık anlamış bulunuyorum, zira Işıkdağı’na kışın hemen her gidişimde oraya kadar yürüyüp yoklamıştım ve bir daha bulamamıştım!..

Şelalenin olduğu yer, ormanın derinliğinde ve gölgede, dolayısıyla da sabit sıfırın altı ısıdaydı. Ocak üzerinde devamlı kar eritip sıcak çay ve kahve ile yakıt ikmalini sağlıyor ve ısınıyorduk çünkü tırmanan kişi ter içinde kalsa da, emniyet alan kişi bir süre sonra ayaklardan başlayarak üşüyordu.

Buzun sağdaki kısmı daha etli ve kalın, soldaki kısmı ise çok inceydi. Günün ikinci kısmında da bu miks etaplarda tırmandık. En sonunda, karanlık ormana çökerken (tarzan filmi gibi oldu ama!) kazma- krampon darbelerimizle delik deşik olup kırılıp dökülmüş olan şelalemizi, kısa süre sonra yine dönmeyi ümit ederek terkettik.. Bol yağışlı kışlarda oluşması muhtemel olan bu şelale bir daha donmadı.

Bu yazı yorumlara kapalı.