17 Aralık 2018

DATÇA-YENİ GELENEKSEL TIRMANIŞ ROTALARI

(Fotoğraflar: Emel Karakuş, Mehmet Gültekin, Onur Yurtbaşı, Tunç Fındık. Özellikle drone ile aldığı hava fotoğrafları için Mehmet Gültekin’e teşekkürler!)

Bu hafta, 10-15 aralık 2018 tarihlerinde Muğla ve İzmir’de sunum için gittim ve fırsat bu fırsat, daha önce ziyaret edip tırmanmak fırsatı bulamadığım Datça’da biraz olsun  (hava izin verdiğince) tırmanabildim. Zirve Dağcılık Kulübünden sevgili dostlarımız Emel Karakuş ve Mehmet Gültekin’in şahane evsahipliği ile, Datça’da yaşayan tırmanıcı arkadaşlarımız Onur Yurtbaşı ve eşi  Yeşim ile beraber güzelce tırmandık. Fena halde yağışın arasında kuru iki gün bize gereken tırmanışı verdi. Ve hatta bazı yeni geleneksel rotalar da çıkmak imkanı olduğu için mutluyum.

Datça sağlam, birçok farklı sektöre sahip  kayası ve uzun rota imkanı ile güzel bir tırmanış mekanı. Biraz uzakta ve yalıtılmış, ulaşımı sıkıntılı bir yer.  Daha önceleri Emrah’ın  ve  genelde de Zorbey’in yaptığı tırmanışlardan ve anlattıklarından zaten kayda değer bir  bölge olduğu anlaşılıyordu,  benim ise her nasılsa (sanırım, Antalya’da kayaya  çok takıldığımdan ve başka çok yer aramadığımdan dolayı) buraya gelme fırsatım hiç olmamıştı. Kötü havada ve yağmurda geldiğimiz bu seferde de Zorbey ve Fransız arkadaşları korkunç bir mağarada korkunç rotalar açıyorlardı zaten:-) Bileklere kuvvet!

Yağmurlu başlayan ve ümit kıran sabah, güneşe dönüverdi ve kendimi kayalarda buldum. İlk çıktığım rota, Datça’nın klasik sektörlerinden  olan, boğazın sağ üzerindeki  ‘Uzak Zürafa’ (! ilginç isim !) adlı sektörde, dik gri yüzlerde zevkli spor tırmanışın arasında ‘İngiliz Stili’ adını verdiğim yeni bir geleneksel rota idi (12 aralık 2018, VI- derece, 33m uzunluk, Tunç Fındık/Onur Yurtbaşı). Harikave gri, temiz kayada, iyi ara emniyet sunan  bir tırmanış oldu. Bu yeni rota, Olivier’in açtığı 6a dereceli  ‘Lodos’ adlı spor rotanın solunda bulunuyor.

Ertesi sabah, 13 aralık günü,  boğazın sol tarafını  geniş kuzey yüzü ile kapatan kayalık kulede bir rota çıkmak için Onur ile malzemeleri  sırtlandık. Burada çok belirgin bir hat görmüştüm önceki gün;  kayalık yüzü soldan sağa bölen bir mahmuz. Bu mahmuzun tabanına, toprak yoldan girişle  cangıl içinden 10-15 dakika sürünerek  geçtikten sonra ulaştık ve tırmanış başladı. İlk ip boyu çok çürük ama kolay (ve otlu, hafif çamurlu) bir konglomera yüzeyle başladı,  ancak önünde iri zetytin ağacı olan mağaranın sağ önünde kaya dikleşmeye başladı. Burada konglomera girişe kıyasla görece sağlam olsa da, ara emniyet çok eksikti ve üç adet sikkeyi kayada emniyet noktası verecek  tek olası nitelikler olan deliklere çakarak güvenli şekilde tırmanabildim. Son kısımda  bir kulvara geçerek, kulvarın vardığı sette dev bir ağaçta istasyon kurdum (1.ip: IV+ 30m). Bu etap çok çürüktü, son derece dikkatli tırmanış gerektiriyordu. Onur gelirken bastığı bir basamak kırılınca az bişey uçuverdi! Neyse, devam; şimdi etap artık pis konglomeradan gri kireçtaşına döndü ve bazen çürüklük olsa da geneli sağlam  yüzeyler ve bacamsı yapılardan, rotanın belirgin niteliği olan mahmuzun sırtına kavuştum. Burası tam dik değildi ve geneli zevkli,  kumsaatleri bol olan suyla aşınmış bir yapı arzediyordu. İyi ara emniyetlerle ipin artık sürtünmeye başladığı  mahmuzun en ucuna vardım; ufak setteki kumsaati bana  yanındaki çatlağa gömdüğüm ‘textbook’ friend yeri ile iyi bir istasyon verdi (2.ip: IV 60m). Zevkli bir etaptı, güzel ve havadar, e tabi ufak ufak da olsa çürük parçalar, ayrık bloklar vardı.

Sonraki ip boyu kısa bir etapla mahmuzun yattığı omza çıktı ve kolay şekilde devam etti; sırtın solundan dik ancak kolay tırmanışla, soldaki kaya  kulvarının bittiği ucuna geçtim ve son dik etabın tabanına ulaştım; dev bir ağaçta istasyon (3.ip: III+ 45m). Bu noktada seçenek olarak sağda kalan ağaçlı çanaktan kaçıp sırta çıkılabilir, veya son bir dik, zevkli etap tırmanmak seçeneğini kullanmak mümkün, ki biz öyle yaptık. Son ip boyu harika bir sağlam, dikey köşe ile başladı; bol ara emniyet ile devam etti.  Setli kenar-köşeler, yüzeyler ile tırmanışın bitimine geldim (4.ip: V- 30m). Onur da gelince ipi topladık, botlar giyildi ve böylece kolay, setli bloklar arasından basit tırmanışla 30-40m daha ilerleyerek sırta ulaştık. Daha önce bu yüzdeki boltlu çok ip boylu rotaları tırmanmış olan Onur  iniş rotasını biliyordu, babaları izleyerek ormana indik, ufak tefek tereddütlerle de olsa yarım saatte yola kavuştuk. Bu rotaya ‘Osmanlı Stili’ adını verdik; geneli 165m  ve 4 ip boyu süren tırmanışın genel zorluğu IV, V- derece. Orta karar bir geleneksel rota oldu, çoğu yerde zevkli tırmanış sunuyor fakat özellikle ilk etapta çürüklük gayet dikkat gerektiriyor- bu kısımda emniyet alma sıkıntısı da var. Bu kule kuzeye dönük bir  yüz olduğu için oldukça otlu ve çalılı, fakat bu bizim rota pek öyle değildi. Biz bu tırmanışta 70m tek ip kullandık, friend ve stopper seti ile emniyet aldık. Taşıdığımız sikkeler giriş ip boyunda çok yararlı oldu (bu yüzden de rotanın adını verdik; temiz ‘İngiliz Stili’ değil de ağır elli ‘Osmanlı Stili’ oldu:-) Küçük ve orta boy friendler çok kullanıldı.

Velhasıl, böylece  güzel Datça’nın da taşına el sürmüş olduk. Her zaman bir dahaki sefer vardır, özellikle iyi dostlar ve  tırmanışı sevenler yanınızdaysa harika!

A new trad single pitch route in Datça (İngiliz Stili, VI- 33m) at the sector ‘Uzak Zurafa’ (strange name!) by me and my friend Onur Yurtbaşı, 12th dec 2018. Fine rock, nice runners.  Next day, with my friend Onur Yurtbaşı, a new traditional multi pitch route on the left hand side tower, a grey, shadowy north face. This route that we named ‘Osmanlı Stili’ is 165m and 4 pitches long, with an overall grade of IV, V- UIAA. It follows the L-hand shoulder of an obvious  triangular buttress as the main feature.  Not a hard trad, nevertheless it offers nice climbing, but the belaying opportunities at the entrance pitch is not good. Anyway- nice climbing with good friends, in a perfect setting!  

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı yorumlara kapalı.