17 Ağustos 2021

GÜRCİSTAN-MKINVARTSVERI DAĞI (KAZBEK DAĞI 5047m) TIRMANIŞI, 21 yıl sonra!

(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Alex du Sartel, Sophie Lavaud, Sergey Baranov)

Bu hafta Gürcistan’ın Kafkasya dağlarındaki yerel adıyla Mkinvartsveri dağına, bizim bildiğimiz (yani Rusların verdiği isimle) Kazbek dağına tırmandık; arkadaşlarım Sophie Lavaud ve Alex Du Sartel’in nazik davetleri ve o tarafta  yaşayan dostum Sergey Baranov’un yardımıyla.. Türkiye dağcılığı için oldukça popüler bir dağ Kazbek, 5033, 5047 veya 5053 metre olarak geçen farklı irtifaları ile bir nevi ‘Gürcistan’ın Ağrı Dağı’ gibi birşey.. 21 yıl önce, temmuz 2000’de eski dost Doğan Palut ile beraber zirvesine iki kişi tırmandığımız  bu dağa, 21 yıl sonra ikinci sefer çıkmak bende bir tür geçmişe dönüş yarattı dersem doğru olur! Teknik  olarak tırmandığımız rota genelde bir yürüyüş olmakla beraber (klasik rota, Gergeti buzulu üzerinden kuzeybatı yüzüne, 2B derecesi, maksimum 20 ila 30 derece kar tırmanışı), bu sefer, 12 ağustos 2021 tarihinde  son derece kötü hava koşullarında ve biraz da  batak, garip taze  kar koşullarında zirveye çıktık. Ayrıca tüm Rusya, Ukrayna ve Avrupa’dan mıknatıs gibi dağcı çeken bu kolay ama yüksek dağ rotası, günlerdir iyi hava bekleyen birçok ekibin (neredeyse 100 kişi) aynı anda zirveye gitmeyi denemesi  nedeniyle son derece kalabalıktı ve bu da oldukça can sıkıcı bir durumdu, 2000 yılında pek tanınmayan  bu uzak dağda son derece  yalnız, kendi başımıza yaptığımız tırmanışla karşılaştırınca adeta bir yıkımdı!  Neyse, iyi dostlarla yaptığım güzel  ve relaks bir Gürcistan gezisi oldu en azından.

Köyden köye tam iki günde bitirdiğimiz bu rotaya yaklaşım, Kazbegi/Gergeti köyündeki ‘Holy Trinity manastırı’nın yanından başlıyor. Şansımıza, yol bu haftaki aşırı yağıştan kaynaklı heyelan dolayısı ile kapanmıştı ve 1600 metrelerden, orman içinden  yürümeye başladık. Aynı gün, Sabertse nehri boyunca yeşil sırtlar ve patikalardan yükselip, 3000 metredeki Alti Hut denen dağevi ve 3150 metredeki şelalelerden geçerek, Gergeti buzulu üzerinden yükselip 3650 metredeki eski meteoroloji istasyonuna (yeni adıyla Betlemi Dağevi) vardık. İnanılmaz derecede kalabalık olan dağın hali,  dağevinin önündeki 100 kadar çadırdan anlaşılıyordu. Dağevinde üslenmiş olan yerel dağ rehberi arkadaşlarımızın, kalabalığa karşın  bize ayırdığı bir odada beş kişi  kaldık ve dostumuz Natalya’nın bize pişirdiği makarna ve çorbayla bolca beslendik. Gece oldukça  iyi geçti, ekip iyi dinlendi. Derken, sabaha karşı hiç istemememize rağmen uyanıp bolca içtik, biraz yedik ve  sabah 03.45 saatinde kör karanlıkta yola çıktık. Buzulunun sağında kalan  buzultaş-curuf  tepelerini aşırı yükselmeden  aşan  belirgin patika ile 4000 metrede buzula ulaştık  (2000 yılında dağevinin altından buzula girdiğimizi  ve saatlerce buzulda yürüdüğümüzü hatırlıyorum, aradan geçen yıllarda buzula hemen girmeyi gerektirmeyen  yeni bir rota oluşturulmuş). Artık burada ipe girmek ve krampon takmak  gerekiyordu.. Şafağın ilk ışığında eskiden de tehlikeli olduğunu anımsadığım birçok açık ve gizli buzul çatlağı arasında dönüp dolaşarak  4400 metredeki bir geçitle, Rusya ve Gürcistan’ı ayıran  Maili buzul platosu kıyısına çıktık ve daha arkada, sağ üstte kalan ve karmaşık olmayan bir kar yamacından ibaret olan  klasik rotaya doğru yükseldik. Ben ve Sergey bir ip grubu, Sophie ve Alex de bir diğer ip grubu yapmıştık ve rotada beşer onar kişiler halinde ipe girmiş, öle bayıla yürüyen diğer garibanları sollaya sollamaya başladık (kalabalık dağlarda zorunlu olan bu olay, arabaların dar bir yolda yavaş giden kamyonları sollamasını anımsatır bana hep:-). Bu şekilde, bazen sert esen  kötü  bir havada ve arasıra gelip giden  yetersiz görüş içinde ana zirve ile doğu zirvesinin beline çıktık. Buradan sonrasında kısa (100 veya 150m kadar), geneli 20 derece eğimli, tepesinde en çok 30 derece eğime varan bir kar kulvarında, kazma bile kullanmadan  zirve sırtına ve devamındaki  zirveye çıktık, saat 09.15 gibi (2000 yılında bu kulvar mavi buzdu ve Doğan ile beraber ip boyu ip boyu, buz vidalarıyla emniyet alarak çıkıp, inerken de kayalara perlon vb dolayarak iple inebilmiştik!). Zirvede görüş filan yoktu, ısı belki eksi birkaç derece idi  ve tek manzara gri ince bir sis içinden  gözüken güneşin altın topu..! Aynı gün pılıyı pırtıyı toplayıp köye ve otele kadar indik. Bu dağın yolunun bu kadar uzun olduğunu unutmuşum…

Bu sefere beni davet eden sevgili dağ arkadaşlarıma selamlar olsun. Sonrasında ve öncesinde bu bölgenin bazalt taşında tırmandığımız kaya ise bir başka hikayedir. 

A climb up one of the famous and popular volcanic peaks of Georgia, in eastern Caucasus: Mkinvartsveri, or with more known name  of Mt. Kazbek at 5047m altitude.. With the kind invitation of my friends Sophie Lavaud, Alex Du Sartel and Sergey Baranov, we summitted this peak 12th august 2021. This was the second round of Kazbek for me, as ı had summitted this peak 21 years back, in july 2000. The weather, which was consistently unstable,  left somethings to be desired, but we managed to pick the best out of the worst weather and summitted in a whiteout with fresh snow conditions, though it was not really cold. Kazbek is a non-technical snow climb, more of a walk-up, though a lot of crevasses and  glacier terrain as well as the altitude makes it somewhat more serious than it should be. Anyway it was a fine, touristic holiday week with the best friends, in Georgia and we really had nice fun as a team, savoring every moment!

 

Bu yazı yorumlara kapalı.