NEPAL- HIMLUNG HIMAL DAĞI (7126m) TIRMANIŞI-ZİRVE!
Önümüzdeki 8000 metrelik dağ tırmanışlarına hazırlık için bu sonbaharki antrenman programımın önemli bir parçası olan Nepal’in Himlung Himal Dağına (7126m) tırmandım ve bu dağın İlk Türk Çıkışını gerçekleştirdim. Tabii sağolsunlar, herzamanki gibi The North Face, Grivel (Atlas Outdoor), Beal (Meydan Outdoor), Canon, Julbo (Ender Spor) ve Suunto da sponsorlarım arasında idi. Bu tırmanışta ayrıca Teknomobil-Thuraya benim iletişim sponsorumdu ve onlarsız olmazdı. Hepsine buradan teşekkür ediyorum.
Himlung Himal, Nepal’in Himalaya sıradağlarında, Annapurna bölgesinin kuzeyinde, Tibet platosunun kıyısında yeralan bir 7000’lik zirve, çok çekici ve güzel bir dağ. Çıktığımız batı yüzü bir kar ve buz tırmanışından ibaret olan Himlung, benim için mayıs ayındaki kazadan sonra geçirdiğim göz ameliyatı ardından sağ gözümün durumuna ekstrem irtifa ve soğukta, tozlu koşullarda baktığım bir antrenman çıkışı durumundaydı. Neyse ki, herşey (umduğum gibi) iyi gitti.
Resmi ekspedisyon liderliğini benim yaptığım, 4 Belçikalı, 4 Alman ve 1 Fransız dağcı ile 15 Nepalli Sherpa’dan oluşan ticari bir ekspedisyon takımı ile ana kamp hizmetini paylaşıyordum ve dağ üzerinde (ana kampın ötesinde) herşeyimi kendim yapacaktım. Böylece 17 ekim günü sevdiğimiz tozlu topraklı mekan Katmandu’yu bir otoüse sığışıp terkederek Pokhara yolu ile -ki bu yol hep çok kalabalık ve trafik berbat!- 135km’yi 9 saatte katederek, bir diğer renksiz şehir olan Besisahar’a geldik (800m). ertesi gün 4 jipe doluşup, fena sarsıntılı bir yolculukla (57 km 8 saat) Koto denilen bir köye çıktık (2600m). Yolun bu kısmı, Nepal’in en ünlü trek yollarından Annapurna Circuit’i izliyor ama araç yolunun açılması burayı bitirmiş; trekçiler geçen jiplerin tozunu yutarak yürüyorlardı.. neyse.
Koto’dan kuzeye, Tibet platosu yönüne (Naar ve Phu vadilerine) ayrılan vahşi ormanlık kanyonda 20km trek ile ilk gün Tibet esintisi taşıyan kurak Methang yerleşimine (3650m, 5-6 saat trek) vardık. Yola devam, 15km sonra Kyang (3800m) ve Tibet köyü (Nepalde olsa bile) Phu (4060m). Buradan da Pangri buzulunun sol kıyısı ile Himlung’un ‘Kobler ana kampı’ olarak bilinen otluk, geniş ana kampına çıktık (4750m). İki gün yükseğe uyumun ardından tırmanış başlayacaktı. Tabii ekim ayının normal hali olarak hava gün geçtikçe soğuyordu fakat havada tek bulut da yoktu. Mükemmel…!
Böylece, herkes kendi yükseğe uyum programını yaptı, ben de tüm yükümü sırtlanıp (çadır, ocak, gaz, yiyecek, herşey) ortalama 22 kg yükümle önce 1 kampa (5500m) ertesi gün de ikinci kampa (6080m) çıktım ve aklimatizasyonu bitirdim. Ana kampta bir gün dinlenme ardından doğrudan ikinci kampa çıkarak, 29 ekim sabahı 02.45de yola çıktım; benden ileri yaşlı ama çok güçlü bir Sherpa olan Dawa Sherpa ile hareket ediyordum. Rota 2. kamptan kolay başladı; ufak buz duvarları, uzun traverslerle sert karda 6350m’deki Himlung beline vardık karanlık içinde. Gece ısısı -22C kadardı ancak bu noktada başlayan 40, bazen 50km/saat gücündeki yel tırmanış boyunca peşimizi bırakmadı; ısı genel olarak -zaten tüm sabah karanlık bir gölge içindeydik- rüzgarla -40C, bazen de -45C kadar idi. Bu derin dondurucu misali korkunç rüzgarlı buz yüzünde kritik etaplar olan ortalama 45 derece devamlı eğimli kar-buzu tırmanıyorduk, ancak bir kısmını çift alet (kazma+ v profil kazık) ile çıktık. Allahtan zemin daha çok cam buz yerine ayağın biraz girdiği çok sert kardı da ilerlemek o kadar dertli değildi. Ancak daha da yükselince, zirvenin geniş omzuna varmadan önce 50m’lik ipimizi açıp, ip boylarınca emniyetli şekilde çıkışa devam ettik. Zira soğuk ve yüksekliğin kümülatif yorgunluğu ile beraber hata yapıp kayar ve düşerseniz, bu geniş, uzun ve dik yüzde durma şansı yoktu… Nihayetinde 7000m’de güneşe kavuştuğumuz ama rüzgarın daha da arttığı bir geniş omuz.. Zirve artık yakın ama artan irtifa ile adımlar zorlaşıyor.. Yine de, saat 11.55’de, tırmanışa başladıktan 9 saat sonra, Dawa ile beraber Himlung’un bir kar-buz kubbesinden ibaret olan zirvesine ulaştık. Korkunç bir soğuk ve rüzgar altında manzara; kuzeyde Tibet’in boz-kahverengi platoları ve güneyde tüm Himalaya zinciri; Manaslu, Annapurna ve Dhaulagiri gibi 8000’likler.. Sert havada zirvede 30 dakikadan az kaldık ve inişe geçtik, sakalımdaki buz uzun süre çözülmedi doğrusu. Böylece bizim ekipten ilk zirveye çıkan Dawa ile ben olduk, ana kampa vardıktan altıncı günde. Ekipten 7 sherpa ve 5 batılı bizden 7 gün sonra görece rüzgarsız bir günde zirveye ulaşabildiler. Tırmanış dönemi kasım ayı ile biterken acı bir kış soğuğu da Nepal’in dağlarına gelmişti artık..
Dönüş hızlı oldu, aynı trek rotasından (Ana kamp- Methang- Koto) ve araç yolu ile (Koto-Besisahar-Katmandu) indik. Genele baktığımda iyi bir sonbahar döneminde (çünkü bazen bu bölgede hava korkunç olabiliyor) hızlı ve ideal kar-buz koşullarında bir tırmanış oldu diyebilirim.
Türkiye’den gelen haberler ise daha da güzeldi; Türkiye dağcılığının temel çatısı olması gereken ama bu görevi bugüne dek yerine hiç getirmeyen, tüm dağcı ve tırmanıcıları birbirine kıran bir Federasyon Yönetimi değişmişti! 20 yıl, dile kolay.. Söylenebilecek çok şey var, ama artık geriye değil ileriye bakmak lazım. Bu noktada, seçilmiş yeni TDF başkanımız olan sevgili Ersan Başar’ı selamlıyorum. Yapacak çok iş var.
Bu yazı yorumlara kapalı.