25 Ağustos 2019

ITALYA-VAL MELLO DUVAR TIRMANIŞLARI

(Fotoğraflar: Tunç Fındık, Gilberto Merlante, Michal Saracen)

8000 metrelik bir dağ daha geride kaldı ve şimdi tekrar kaya tırmanmaya gidiyorum! İşte beklenen seda budur..

Pakistan tırmanışının ardından,  İtalyan tırmanıcı dostum Gilberto Merlante ile beraber  uzun süredir planlamış olduğumuz ‘Orta Alpler’de Duvar Tırmanışı’  mevzusuna girmek üzere İtalya’da idik.  Orta Alpler, bizde herkesin bildiği  Mont Blanc, Matterhorn  gibi en tanınmış dağların olduğu yerlerden uzak, İtalya-İsviçre sınırındaki 3400 metreleri çok aşmayan sarp bir silsile. Ortler, Badile, Cengalo, Bernina gibi   dağları içeren bu granit, buzullu dağ sırasında tırmanış yapmak  gerçekten uzundur aklımda vardı.  10-19 ağustos 2019 tarihleri arasına sığdırdığımız bu dokuz günlük seferde  işte tam bunu yaptık.

Gilberto’nun beni  Milano Malpensa havaalanından alması ardından, Como gölü yakınından geçerek (George Clooney’e selam olsun!)  bizden önce gelip San Martino kaplıcalarında rahatlamaya geçen arkadaşımız  Michal Saracen ile buluşacağımız San Martino kasabasına  vardık. San Martino, boulder ve  granitte tırmanışla dünya çapında ünlü olan Val Mello’nun giriş kapısı.. Bu kalabalık kasaba, aynı zamanda İtalyanlar için de önemli bir tatil ve kamping merkezi. Velhasıl bizim ilk amacımız kayaya uyum sağlamaktı, çünkü granit alışık olduğumuz türdeki tırmanıştan çok farklıydı ve ben de aylardır kayadan uzakta idim. Gilberto zaten Alplerde tabir caizse ‘at oynatmış’ bir arkadaşımız ve bu tür kayaya çok alışık (Mont Blanc-Freney duvarı, Grand Capucin Bonatti rotası gibi zor rotalara  imza atmış bir dağcı), ancak bizim birkaç farklı çok ip boylu geleneksel rota çıkarak tarza alışmamız şarttı, özellikle de benim 8000lik zirveden sonra  kayaya geri dönüş sürecimin bu ilk kısmında..

İlk gün, kaldığımız çadırlı kampinge 10 dakika mesafedeki San Remenno denilen bir bölgede tek ip boylu spor ve  geleneksel rotalar çıktık, ancak burada kaya yapısı vadinin bütününe kıyasla  farklıydı; harika kalitede koyu gri bir kuartzit taşı.. Kuartzit granit türevidir, ancak  daha çok kenarı, ufak setleri,  çatlağı olmasıyla farklı. Granit buna göre daha ‘slab’ yapısında ve çok daha pürüzsüz yüzeyler (ayak basması zayıf yüzey) veriyor.

Tırmandığımız  yer, San Martino’dan 2km kadar ötedeki 600-700 metrelere varan  dev granit duvarların tabanındaki görece  kısa iki sektör olan ‘Sperone Degli Gnomi’ ve ‘Sarcofago’ adlı yerlerdeydi.  Yağmur riski sunan, nemin yoğun olduğu bu çok  bulutlu günde rotaların olduğu yeri, rehber kitaptaki fotolara uydurmaya çalışarak  el yordamı ile aradık (keza korkunç bir orman ve bitki örtüsü var ve görüş sınırlıydı, hangi rota nerede bulmak sıkıntılı idi) ve nihayet, tırmanışın başladığı  yere vardık. İlk çıkacağımız rota 120m ve 3 ip boyu olan  ‘Tunnel Diagonale’ idi. İlk çıkışı 1976 yılında yapılmış olan bu geleneksel rota tahminimizden hızlı ilerledi ve aynı rotadan ip inişi ile tabana vardık.  Ardından bir yan kayalıktaki diğer rotamıza yöneldik; ilk çıkışı 1975 yılında yapılan  ‘Cunicolo Acuto’. Toplamda 3 ip boyu ve ortalama 100m kadar süren bu rotayı da hızlıca bitirerek günümüzü tamamladık. Yorum olarak, tek ip boyundan 30 ip boyuna, her derecede zorluk verebilecek binlerce rotaya sahip bu granit tırmanış  cennetinden  bir ısırık almış olduk!  Granitte tırmanış, bizim çok alışık olduğumuz dolomit- kireçtaşına göre  tamamen farklı ve bu nedenle dereceler, teknikler, hissiyat  da değişik. Özellikle granitte ‘çatlak’  ve ‘slab’ birbirinden tamamen farklı tırmanış tarzları ve dereceleri, zorlukları da birbirine göre bambaşka. Tırmandığımız rotalarda nadiren  istasyonlar boltluydu ve set gibi yerlere çıkınca istasyon kurmak çoklukla size aitti (alıştığımız gibi). Genelde son derece popüler hatlar olarak tanımlanmış  bu iki hat, gayet temiz tırmanış sunan, 6a (VI/ VI+) derecesi için şaşırtıcı teknik  zorluk sunmayan rotalardı. Çift ip  ve standart geleneksel malzemesi bu çıkışlar için son derece yeterliydi (sikkeye gerek olmadı, taşımadık da), zaten rehber kitaplar size hangi boy friend takozu taşımanız gerektiğini bile söyleyecek kadar detaylı..

Bu bölge ve yakındaki  vadilerde bulunan diğer teknik tırmanışlara ait 2 ayrı  bölümlük büyük bir rehber kitap var; ‘Solo Granito’ adlı, Mario Sertori tarafından yazılmış, ancak ne yazık ki sadece Almanca ve İtalyanca dillerinde.

Şimdi sırada, hava da izin verirse, daha uzun geleneksel  rotalar var. Bakalım, Alpler bize diğer bazı ısırıklar almamıza izin verecek mi?

Bu yazı yorumlara kapalı.