3 Ekim 2015

KIRGIZİSTAN-ALA ARCHA DAĞLARI- KORONA PEAK (4800m) ÇIKIŞI, EYLÜL 2015

IMG_2514 IMG_2524 IMG_2525 IMG_2532 IMG_2587 IMG_2607 IMG_2613 IMG_2504IMG_2617 IMG_2642 IMG_2647 IMG_2650 IMG_2664 IMG_2666 IMG_2669 IMG_2686 IMG_2784 IMG_2790

(Fotolar: Tunç Fındık ve Doğan Palut)

Artık Kırgızistan’da, Bişkek’de yaşayan dostumuz Anıl Şarkoğlu’nun daveti üzerine,  21-29 eylül 2015 tarihlerinde, tırmanış partnerin Doğan Palut ile Kırgızistan yollarına düştük. Bu sefer amacımız, herkesin  o ülkede yapmaya niyet ettiği  üzere   7000’lik zirve değil, 5000m’lik dağlarda teknik ve zevkli tırmanış yapmaktı, öyle de oldu.  Kısa süre ve dar vakitte hızlı bir faaliyet olacak, bir,  belki de maksimum  iki çıkış yapabilecektik, artık bir hafta zamana ne sığarsa. İstikamet: Bişkek’in güneyinde, Batı Tien Shan dağları olarak da bilinen Ala Archa dağları; 5000m  sınırında birçok zirveye sahip olan, buzul ve kaya ile dolu, harika  bir dağlık silsile, gerçek bir dağ cenneti. Ala Archa, toplamı 200 kilometreyi bulan uzun bir dağ zincirinde bir halka, ve bu bölgede en çok çıkılan dağların olduğu yer.

4.5 saat ve 3500km süren yorucu bir gece uçak yolculuğu ardından, Bişkek’te  tüm gün  dinlendik ve ertesi günkü  dağ seferine  hazırlandık. Ertesi sabah, eski dostumuz Sergey   bizi Ala Archa milli parkı kapısına bıraktı. Sırtta çantalarla 2000m’lerden, ormanlık bir vadide patikadan başladık ve  3 saat sonra, sis ve soğuk içinde 3400m’deki Ratsek dağevi bölgesine ulaşıp çadırımızı kurduk. Eski Sovyetlerin her dağındaki gibi, buradaki dağcılık da oldukça  organize; rehberler, kurtarma hizmeti, dağ kulübeleri ve  eğitim  faaliyetleri var. Bölgenin önemli rehberleriyle rotalar ve durumları hakkında konuşup bilgi edindik; kafada belirgin bir hedefle gelmemiş olduğumuz ve biraz da buraya alışmak istediğimiz için ilk hedef olarak bölgenin   en  belli başlı ve bilinen zirvesi olan Korona Dağı’nı hedefledik. İsmi ‘taç’ anlamına gelen  bu dağın 4750-4850m arasında değişen  5 değişik  kayalık kulesi ve herbirinin farklı rotaları var. Korona bize Alplerin en önemli zirvelerinden Mont Blanc’ı anımsattı, gerek yükseklik, gerekse topografya ve görünüm olarak. Ne de olsa, burası da Kırgızistan’ın Alpleriydi. Bölge iyi dökümanlanmış ve  bunun da  faydasını gördük. Bu bölgede oldukça  yüksek ve zorlu zirveler var, Semionova-Tienshanskogo, Free Korea gibi doruklardan gözümüzü alamadık!

Böylece, Korona’ya batı yüzden çıkış için ertesi gün tekrardan yukarıya   hareket ettik. İp, teknik malzeme, giysi, ocak, gaz vb  sırtımızda, 3900m’deki Korona bivak kulübesine yola çıktık ve  Aksai buzulunun sol kıyısı boyunca çarşak ve morenden yükselişle üst buzul platosuna çıktık. 3 saat kadar sürede, hızla basan  sis ve tipi içinde  Korona bivak kulübesine vardık ve toplam  maksimum 6 kişi alabilen bu metruk, kirli kulübede, Alman ve İskoç dağcılarla beraber geceyi geçirdik. Peynir, salam ve ekmek  bu seferdeki esas yiyeceklerimizdi- ve tabi bol çay kahve. Tüm öğleden sonra ve gecenin ilk yarısı tipi devam etti ve yere taze kar bıraktı.

25 eylül sabahı 6’da, gün aydınlanırken  tırmanışa başladık ve  Korona’nın batı yüzünü oluşturan geniş ve yatık buzul yamacına  girdik. Hava oldukça soğuktu, Türkiye’de bir kış çıkışı ile aynı. Geniş buzul yamaçlarını birleştiren  çatlaklı platolardan ve dik yerlerden  yükselip nihayetinde ipi açtık. Ortalama 35-45 derece eğimli kar-buz yüzleri ile   kayalık zirvelerin tabanına ulaştık ve son kısımdaki 200m  ve 45-50 derece eğimli buz yüzünde  beraberce ‘running belay’ yaparak   kayalara vardık. Sorun, tam olarak hangi zirveye  gideceğimizi kestirememizdeydi ancak biraz   arandıktan ve fikir yürüttükten  sonra rotamızı bulup,  4800m yüksekliğe yakın olan Korona 2. kuleye batı sırtından tırmanışa geçtik. Miks koşullar içeren, taze kar ile  zorlaşan dik granit kayada (100m, ortalama III+, IV+ derece)  tırmanarak kulenin zirvesine çıktık ve bu tırmanışın destekçisi olan Zirve Dağcılık  kulübümüzün bayrağı ile birkaç fotoğraf çektik.  Hava hiç iyi değildi ve aşırı rüzgarlı, gelip geçen bulutluydu,  bu koşullar bizi biraz zorladı. Yine de, tırmanış zevkli etaplar içeriyordu ve manzara oldukça güzeldi.

Böylece  çıktığımız etaplardan, kaya ve buzdan  iple inerek, arasıra karla kaplı  buzul çatlaklarına ayağımız girerek,  toplam 7-8 saatte Korona bivak kulübesine ulaştık ve geceyi orada geçirdik.  Gerisi bir dönüş hikayesi, ardımızdan dağlara bolca kar yağdı. Bu muhteşem ve  lojistiği arkadaşlarımız sayesinde kolay olan  bölgeye döneceğimiz kesin, çünkü  tırmanmak istediğimiz çok rota ve dağ var..

Sevgili tırmanış arkadaşım Doğan Palut’a bu çıkıştaki beraberliğimiz ve paylaşımımız  için teşekkür! Bize çok yardımcı olan ve evlerini açan  dostlarımız Anıl Şarkoğlu ve Olga Gorozhanina’ya sonsuz teşekkür ederiz. Ve de, bu tırmanışa sponsor olan Zirve Dağcılık Kulübüne, sevgili Orhan Kozan’a da teşekkürler..

This week we climbed Peak Korona (4800m)  in Kyrghizistan  with my partner Doğan Palut. Between   21-29 september, we travelled to Kyrghizistan’s Ala Archa  mountains, which are quite reminiscent of the western Alps of Europe. After a day of rest in Bishkek following the long flight, we started from the entrance of Ala Archa Park (2000m) for Ratsek Hut (3400m) and camped there. Next day started the approach for  Korona. After a night of bivi at Korona bivouac hut (3900m),   starting from Korona  bivouac hut by the Aksai glacier at 3900m altitude, at 25th  september 13.00 hours  we summitted K0rona 2nd tower, climbing the northwest ridge. Our route was a classic alpine line of rock and ice, and weather was cold and  changing a lot. Although the climb was not a sustained technical climb, nevertheless it involved steep ice, crevasses, mixed  and exposed climbing passages  on granite and of course, rappelling down all along, in a cold winter-like  windy day. Korona reminded Mt. Blanc of French Alps to us. It is sure we will be back for  other interesting climbing routes in this excellent alpine region.

 

Bu yazı yorumlara kapalı.